Avrupa İslamı savunmada
Ben bu satırları yazarken “Avrupa’nın başkenti” Brüksel’de “terör tehdidi”nden metro kapatılmış, kentin maskotu “Atomium”a kilit asılmış, parlamentolar kepenk...
Ben bu satırları yazarken “Avrupa’nın başkenti” Brüksel’de “terör tehdidi”nden metro kapatılmış, kentin maskotu “Atomium”a kilit asılmış, parlamentolar kepenk indirmiş, maçlar iptal edilmiş, asker sokağa inmişti.
“Yaşam” özetle felce uğramış, askıya alınmıştı...
Paris katliamının etkisini, önceki tüm diğer terör saldırılarından farklı kılan bu: Eski Kıta’nın kalbi olan bir metropolde yaşanan ve Batılı yaşam tarzını hedef alan badirenin benzerlerinin tüm büyük Avrupa kentlerinde tekrarlanabilecek nitelikte olması.
“Paris paniğinin” Avrupa’nın dört bir yanında aynı güçle duyulmasının nedeni bu.
Örneğin ben Roma’dayım. Geceleri kent merkezinde görülmemiş biçimde el ayak çekiliyor. Alışveriş yaptığım her zamanki süpermarkette in cin top oynuyor...
Gelecek ay başlayacak Hıristiyanların özel hac yılı, “kutsal yıl” sebebiyle Çizme -geçmişindeki tüm terör tecrübesine rağmen- diken üstünde.
Böyle yaygın biçimde hissedilen “terör korkusu” ve tüm ticareti, günlük yaşamı teslim alan bir “kaos” tehdidi nedeniyle; “Avrupa’da İslam” konusu; şimdiye dek olmadığı denli mercek altında.
Cumhuriyete sadakat ahdı
Paris saldırılarının ilk haftasında Fransa’da Müslümanlar; camilerde, Fransa devletine bağlılık ve “cumhuriyet değerlerine” sadakat teminatı vermeye zorlandı örneğin.