Brexit dersleri
Referandum demokrasi aracı olmaktan çıkıp katıksız popülizm aracına dönüştü. İngiltere’nin Brexit serüveninden çıkarılacak en önemli ders bu. İngiltere gibi yerleşmiş...
Referandum demokrasi aracı olmaktan çıkıp katıksız popülizm aracına dönüştü.
İngiltere’nin Brexit serüveninden çıkarılacak en önemli ders bu.
İngiltere gibi yerleşmiş, köklü bir demokraside “AB üyeliği” üzerindeki bir referanduma popülist tırmanış yüzünden kan bulaşıyorsa orada artık ne “milli iradebayramı”ndan, ne gerçek katılımcılıktan bahsedilebilir.
Referanduma günler kala AB yanlısı İngiliz vekil Jo Cox’un sokak ortasında katliyle son bulan kampanya, oylama konusu “AB”den çok nefret, ırkçılık, önyargı, korku ve dezenformasyonla gündeme geldi.
Gerçekle ilgilenmiyorlar
Brexit kampanyasının “gerçek”le uzak yakın ilgili olmadığı ortaya çıktı.
Kim daha çok bağırır ve seçmen duygularını tutsak alırsa, onun sesi duyuldu.
İngiltere’nin AB’de kalmasını savunan AB yanlısı gazetecilerin hazırladığı, örneğin çok detaylı bir “InFacts/Gerçekler” sitesi var. Sözü edilen site, AB’yi ilgilendiren tüm konuları titizlikle, doğru/yanlış yönleriyle irdeliyor.
Yalanları ifşa ediyor, gerçekleri kanıtlıyor, istatistikleri veriyor. Ama “bilgi” ile kimse ilgilenmiyor.
Kamuoyunun dikkatini varsa yoksa göçmen tehdidiyle tam gaz “korku” faktörü pompalayan sağcı UKIP lideri Nigel Farage ve muhafazakârların Brexit’çi kanadının lideri Boris Johnson gibi isimler çekiyor.
“AB’den çıkalım”cılar zaten saplantılı korkularla meseleye odaklandıklarından, analizle ilgilenmiyorlar. Küreselleşmenin 1. dereceden faturasını ödeyen bu çevreler kurulu düzenin ne basınını, ne liderini muhatap alıyor, ne onların sağladığı verilere güveniyor. Ve kökten bir “ret” tavrı içine giriyorlar.
Hal böyle olunca “diyalog” ile “mantık” saf dışı kalıyor. “Retorik” boşluğu dolduruyor.
Brexit kampanyası bu yüzden desteksiz palavralar ve boş laf yarışıyla tarihe geçecek.