Dünyanın gözünde ‘Cumhuriyet davası’
Alman şirketleri hakkında teröre destek kuşkusuyla hazırlanan liste için, biliyorsunuz... “Pardon, iletişim hatası” dendi. Sonra Başbakan Yıldırım, Türkiye’de 20 milyar Avro’luk...
Alman şirketleri hakkında teröre destek kuşkusuyla hazırlanan liste için, biliyorsunuz... “Pardon, iletişim hatası” dendi.
Sonra Başbakan Yıldırım, Türkiye’de 20 milyar Avro’luk yatırımı olan Alman CEO’larla büyük bir “barış kahvaltısında” bir araya geldi.
Onlara; “Gerilimden zarar görmenizi istemeyiz!” diyerek güvence verdi ve ekledi: “Biz sizi Alman şirketi değil, bu ülkenin şirketi olarak görüyoruz!”
Bunlar, “Türkiye, Avrupa değerlerinden uzaklaşıyor. Türkiye politikamıza yeni bir yön gerekli. Hukuki güvencelerin olmadığı Türkiye’ye seyahat etmenizi, yatırım yapmanızı teşvik etmiyoruz!” diyen Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in alarm çanları çalan açıklamalarının ardından yaşanan olaylar.
Yıldırım’ın Almanlarla ortamı yumuşatmak için devreye girdiği aşamada ne ki, dünya “Cumhuriyet davası”nı konuşuyordu.
Uluslararası medyanın önde gelen hemen hemen tüm yayın organlarında yer alan dava, bir basın davası olmasının ötesinde Türkiye’de yok olma kertesinde hırpalanan “hukuk güvencelerine” ayna tuttu.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) namına davayı izleyen gözlemcilerden Steven Ellis sözgelimi “Türkiye’de durum gitgide kötüleşiyor. Hayal edilemeyecek şeyler oluyor!” şeklinde demeçler verdi.
‘Türk şirketi’ güvencesi(!)
Diğer uluslararası yayınların yanında Almanya’nın en önemli yayın kuruluşu Deutsche Welle’ye de konuşan Ellis; “Cumhuriyet davasını, Türkiye’de olup biten her şeyin bir simgesi, tipik örneği” olarak tanımladı.
Alman CEO’lar sizce bu durumda “Biz sizi Türk şirketi olarak görüyoruz!” diyen Yıldırım’ın sözleriyle teselli bulabilir mi?
Yoksa daha ziyade “hukuki her belirsizliğe” açık Türk şirketlerinin başlarına gelebilecekleri düşünüp içten içe ürperirler mi?
Anketler Almanların yüzde 80’inin Türkiye’nin artık bir “demokrasi olmadığını”düşündüğünü ortaya koyuyor. Yüzde 92, aynı anketlerde Türkiye’ye artık tatile gelmeyi hiç düşünmediklerini belirtiyorlar.
Özetle sorun “bir kahvaltıyla” halledilebilecek gibi değil.
Almanya, yoğun ilişkilerimiz nedeniyle, en göz önündeki örnek. Türkiye’nin yurtdışı imajı, bu somut biçimde hissedilir “hukuk devleti” ufalanması nedeniyle her yerde un ufak olmuş durumda.
Hafta boyunca Çağlayan’da dünya basınının gözleri önünde cereyan eden, somut delillerden, dayanaklardan yoksun... “Cumhuriyet davası”, misal artık ülkede gazeteciliğe yer kalmadığı izlenimi yaratıyor.