Erdoğan: ‘Devlet benim!’
İp aslında 2012’deki meşhur Konya konuşmasında koptu: “İşte bu kuvvetler ayrılığı denen var ya!” demişti Gezi ve 17/25 Aralık soruşturmalarından daha bir yıl...
İp aslında 2012’deki meşhur Konya konuşmasında koptu:
“İşte bu kuvvetler ayrılığı denen var ya!” demişti Gezi ve 17/25 Aralık soruşturmalarından daha bir yıl önce Erdoğan:
“O önünüze gelip engel olarak dikiliyor… Umulmadık yerde, umulmadık şekilde bakıyorsunuz bürokratik oligarşi karşınıza dikiliyor, umulmadık yerde yargıyla karşı karşıya kalıyorsunuz!”
Kulağımı tırmalayan o sözleri duyar duymaz çok derin kaygıya kapılmıştım.
Bunun o anda “anayasal devletin” sonu anlamına geldiğini düşünmüş ve yazmış; “Hakları güven altına alan bir kuvvetler ayrılığının olmadığı toplumda anayasayoktur!” demiştim…
“Anayasacılığın bire bir ‘kuvvetler ayrılığı’ ile koşut olduğunu” hatırlatmış -özetle- “Mutlakiyetçiliğin her çeşidi güçler birliğidir. Anayasal devlet, yalnız güçler ayrılığı varsa vardır” diye anımsatmıştım.
Erdoğan’ın “kuvvetler ayrılığı”na karşı başlattığı açık meydan savaşı bana anında İtalya’nın ünlü temiz eller yargıçlarından Piercamillo Davigo’nun uyarısını düşündürmüştü…
Anayasacılık=güçler ayrılığı
Defalarca görüştüğüm ve röportaj yaptığım Davigo, hiç unutmadığım bir Tv söyleşisinde; “Modern devlet, güçler ayrılığına dayanır!” diyerek eklemişti:
“Modern devlet, birkaç ilkenin kabulü demektir. Bunlardan ilki, yasa önünde herkesin eşit olmasıdır. İkincisi, yasayı yapanın da yasaya tabi olmasıdır.