İspanya’nın demokrasi dersi
İspanya’da iktidar partisi şokta. 2011’den bu yana mutlak çoğunluğa sahip olanRajoy’un sağcı iktidar partisi (Partido Popular-PP) sandıkta kaydettiği neredeyse yüzde 40’a yakın gerilemenin şokunu üzerinden...
İspanya’da iktidar partisi şokta. 2011’den bu yana mutlak çoğunluğa sahip olanRajoy’un sağcı iktidar partisi (Partido Popular-PP) sandıkta kaydettiği neredeyse yüzde 40’a yakın gerilemenin şokunu üzerinden atamadı.
İspanyol seçmeninin bir dizi rüşvet, yolsuzluk, yiyicilik ve kayırıcılık skandalı yüzünden partiye verdiği ayarı hazmedemedi.
Başbakan Rajoy’un hafta başından bu yana yaptığı çelişkili açıklamalar ve partide yeni arayışların sinyallerini veren eski - yeni kuşak tartışmaları sürerken kamuoyunda seçmenin iktidara verdiği ayar konuşuluyor.
Güç sarhoşluğuna ‘dur!’
İspanya’nın en parlak siyasi analistlerinden olan Jose Antonio Zarzelejos, internet gazetesi “El Confidencial”da yazdığı yorumda, “Yurttaş müdahalesinin devreye girdiği yerlerde demokrasiler… yolsuzluk ve iktidarın küstahlaşması ile yan yana gelmez!” diyor.
“Yolsuzluk ve de küstahlık/kibire karşı” başlığıyla kaleme alınan yorum, ardından şöyle devam ediyor:
“ ‘Hükümet partisinin almış olduğu darbe’ tamamen öngörülebilir, mantıklı ve tarihen kaçınılmazdır. İktidar partisinin silkinmesi, genç kuşaklarla temas kurması; eşitsizlik, fukaralık, dışlanmışlık gibi tahammül edilmez gerçeklerle kararlı mücadeleye girmesi ve tekrar erdemi keşfetmesi için bu yenilgiyi tatması gerekiyordu. Başbakan böylece yurttaşların (iktidardan) daha büyük yakınlık ve ilgi beklediğini; vergileriyle yapılan harcamalarda özen istediğini fark etmiştir. Yurttaşlar son tahlilde kurumların, iktidar partisinin mülküne dönüştürülmesini değil sadece yönetilmesini istiyor ve siyasi sınıfta bir hizmet bilincinin oluşmasını talep ediyor. Seçim sonuçları bu yüzden ‘tarihi sıfatını’ hak ediyor.”
Yolsuzluk kurumsallaştı
Bu kış İspanya’ya gittiğimde yolsuzluğun istisnai durum olmaktan çıkıp sistemleştiğini, kurumsal boyut kazandığını not etmiştim. Bunu Madrid’den defalarca yazdım.
İspanya’da bulunduğum Noel arifesinde ülke hâlâ yolsuzluk sebebiyle kraliyet ailesinden atılan Prenses Cristina ile eski Katalan yerel hükümet başkanı Jordi Pujol’un İsviçre’de rüşvetlerle istiflemiş olduğu büyük servetini ve “nüfuz ticareti skandalını” konuşuyordu.
IMF başkanlığının yanı sıra muhafazakâr Halk Partisi-PP hükümetlerinde Başbakan Yardımcılığı ve Ekonomi Bakanlığı yapan Rodrigo Rato gene aynı dönemde bir süre önce patlak veren dev bir kara para skandalının merkez üssündeydi.