Karlov suikastı: Ortadoğu olduğumuzun resmi
Kürsü boş. Üstünde “Çankaya Belediyesi” yazıyor.Konuşmacı yerde. Ölmüş. Gözlüğü bir başka yana savrulmuş. Ayakkabılarının altı...
Kürsü boş. Üstünde “Çankaya Belediyesi” yazıyor.
Konuşmacı yerde. Ölmüş.
Gözlüğü bir başka yana savrulmuş.
Ayakkabılarının altı görülüyor.
Yere düşen Hrant Dink’in ayakkabılarının tabanını izlediğimiz gibi, bu kez de büyükelçinin çok fazla giyilmemiş ayakkabılarının tabanını izliyoruz.
Geri plandaki fotoğraflarda Kremlin’in topları fark ediliyor.
Katil, tabancasıyla objektife, naklen yayınla nerdeyse gördüğümüz cinayete tanıklık eden bizlere bakıyor.
Konuşmacı yerine katilin gerisinde durduğu “boş kürsü”; sadece Andrey Karlov cinayetinin fotoğrafı değil, Türkiye’nin içine düştüğü ve yuvarlandığı boşluğun resmidir aynı zamanda.
Dünyanın bu fotoğrafı böyle gördüğü ve okuduğuna emin olabilirsiniz.
Ülke sanki artık “boş vites”te. İstihbarat sıfır. Neredeyse günaşırı bomba patlıyor. Karlov suikastı, son on gündeki üçüncü badire. 44 canın gittiği Dolmabahçe, 14 şehidin verildiği Kayseri saldırıları ve ardından bu.
PKK’nin bıraktığı yerden IŞİD, IŞİD’ın kaldığı yerden PKK adeta yarış ederek devam ediyor. “FETÖ yaptı” denen Karlov cinayetinin şok.. şok.. şok.. -Ruslar tarafından-“El Nusra”ca üstlenildiği söyleniliyor.
Öyle midir, değil midir bilmiyoruz. Bağımsız basının olmadığı yerde nesnel bilgiye ulaşmak imkânı ortadan kalkıyor. Kimin propagandası en güçlü çıkarsa, gerçeği onun artık biçimlendireceğini anlıyoruz.
Kimin eli kimin cebinde olduğu belli olmayan tam bir Ortadoğulaşmanın fotoğrafı bu.
Alacakaranlık bölgesi
Türkiye artık böyle neyin gerçek, neyin sanal olduğu ayırt edilemez bir alacakaranlık alanda olduğundan, Rusya “elçi cinayetini” araştırmak üzere 18 kişilik heyet yolladı.
Bu tür yabancı araştırma heyetlerinin devreye girmesi, genelde Ortadoğu ülkelerinde görülen bir pratik. Misal en son Lübnan’a Hariri suikastını araştırmak için uluslararası heyetlerin gittiğini hatırlıyorum.