Kolombiya’nın ‘baldıran zehiri’
Ingrid Betancourt’u hatırlıyor musunuz? Hani 2000’ler başında Kolombiyalı FARC gerillaları (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri) tarafından kaçırılıp ta altı yıl boyunca cangılda tutsak tutulan...
Ingrid Betancourt’u hatırlıyor musunuz?
Hani 2000’ler başında Kolombiyalı FARC gerillaları (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri) tarafından kaçırılıp ta altı yıl boyunca cangılda tutsak tutulan bir kadın politikacı vardı ya o…
Kolombiya cumhurbaşkanlığı yarışına da aday olan ünlü bir siyasetçiydi Ingrid Betancourt…
Siyasi kariyerini yerle bir eden, yaşamının 6 yılına mal olan, kendisine korkunç bir kâbus yaşatan FARC’tan böyle bir kadının… kanının son damlasına dek nefret etmesini, kin gütmesini beklersiniz değil mi?
O bile barış istiyor. Ve Havana’daki son el sıkışmasıyla başlayan Kolombiya- FARC“barış süreci”ni alkışlıyor.
‘İnsanlığımıza kavuşacağız’
“Kolombiya artık barış trenine bindi!” diyor Betancourt: “Çektiğimiz ıstıraplar güç kaynağı olabilir. Bu güçte bir yeniden doğuş fırsatı bulabiliriz!”
Yarım yüzyılı aşan bir iç savaş ve Havana’daki dört yıllık müzakerelerin ardından Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos ile FARC liderlerinin sonuçlandırdığı barış anlaşması ile ulaşılan “süreç” için “Bu aslında tüm toplumun yer alması gereken bir süreçtir” diyor Ingrid Betancourt ve ekliyor: “Barış yalnız kolektif olabilir. Bu barış süreci (halk nezdinde) oylandığında yeniden insanlığımıza kavuşacağız!”
Venezüella, Şili gibi Güney Amerika ülkelerinin katılımı; Küba’nın ev sahipliğinin yanında, “barış süreçlerinin” olmazsa olmaz başrol oyuncusu Norveç ve BM sponsorluğunda gerçekleştirilen 4 yıllık Havana görüşmelerinin sonucunda Kolombiya hükümetinin FARC’la tetiklediği “barış süreci” ekimde bir halk, oylamasına sunulacak.
Oylamanın garantisi yok
Yoklamalar, halkın çoğunluğunun “barış”ı desteklediğini gösteriyor. Ama oylama tarihi olan ekime daha çok zaman var. “Kolektif barış kararının” halkın onayından geçip geçmeyeceğine dair kimse garanti vermiyor.
Kolombiya devlet başkanı Santos gibi “baldıran zehiri içmek” bahasına bu sürece kafa koyanlar denli, söz konusu barışa ölümüne karşı olanlar da var.