‘Macron Cumhuriyeti’ne hoş geldiniz
“Kitapsız günüm geçmez” diyor Emmanuel Macron: “Kitapların ve edebiyatın yeri hayatımın merkezindedir. Edebiyatı yaşamdan ayrı düşünemeyiz.Edebiyat, bulunduğumuz duruma ışık tutar...
“Kitapsız günüm geçmez” diyor Emmanuel Macron: “Kitapların ve edebiyatın yeri hayatımın merkezindedir. Edebiyatı yaşamdan ayrı düşünemeyiz.Edebiyat, bulunduğumuz duruma ışık tutar, yaşam deneyimlerimize ad koyar ve varoluşumuza öz kazandırır. Kitaplar aynı zamanda tanımadığımız yollarda bize eşlik ederek ufuk açar. Dünyayı edebiyatla duyumsarız!”
Macron kitaplarla ilişkisini böyle anlatıyor.
Elysée Sarayı’nda da okumaya devam edeceğini ilave eden 39 yaşındaki genç Cumhurbaşkanı, “Çok veya az... Okumaya hep vakit vardır” diyerek “okuma tutkusunu” izah ediyor:
“İnsan her durumda okumaya zaman ayırmalı!”
Fransa cumhurbaşkanı, şimdiden efsane olan başarıları ile eğer güç sarhoşluğuna kapılıp despotlaşırsa, Fransa demek oluyor ki “aydın bir despota” kavuşacak...
Halklar, iddia edildiğince “hak ettikleri yönetime” mahkûm oluyorsa, Fransızların payına da anlaşılan Macron misali okumuş yazmış bir despot düşecek.
Dinamitlenen sistem
Geçen pazar yapılan genel seçimlerin ilk turunda yoktan var ettiği partisiyle, sağ ve sol muhalefeti süpüren Macron’a Fransa’nın giderek “tek adam”ı gözüyle bakmak eğilimi güçlü.
“Cumhuriyetin Yürüyüşü” olarak vaftiz edilen Macron’un partisinin, ikinci turda aynı performansı göstermesi halinde meclisteki temsil gücü yüzde 80’e ulaşacak.