Putin’in zehiri (2)
İngiltere “ajan krizinde” doğrudan doğruya Putin’i hedefe oturttu. Çifte ajan Sergei Skripal’ın ay başında sinir gazıyla zehirlenmesiyle patlak veren krizde Dışişleri Bakanı Boris Johnson tereddüt...
İngiltere “ajan krizinde” doğrudan doğruya Putin’i hedefe oturttu.
Çifte ajan Sergei Skripal’ın ay başında sinir gazıyla zehirlenmesiyle patlak veren krizde Dışişleri Bakanı Boris Johnson tereddüt göstermeden parmağıyla direkt Kremlin’i işaret etti, tedavisi süren ajanın damardan Putin’in emriyle zehirlendiğini belirtti.
Rusya devlet başkanlığı seçimleri arifesinde tam Putin’i açıkça hedef alan Johnson, sözlerinin ardında “İngiltere’nin geleneksel Rus karşıtlığının olmadığını” ilave ederek, “Derdimiz Putin ve Kremlin’ledir” dedi: “Rus halkı ile bir alıp veremediğimiz yok!”
Aynı Johnson ne var ki Rusya ve Batı arasında gerçekte uzun geçmişi olan çatışma iklimini, bir yıl önce “İsparta ile Atina’nın savaşı”na benzetmişti...
Tahmin edileceği üzere “demokrasinin beşiği Atina” ile “ABD-Batı” paralleliği kuran İngiliz Bakan, Rusya’yı beri yandan klasik Yunan’da “barbar” “Doğu”nun simgesi “savaşçı Isparta”ya benzetmişti...
“Bu bir Rus fobisi değil” laflarını bu nedenle geçelim...
İngiltere Dışişleri Bakanı’nın kafasında kökeni az buz değil, taa “Ispartalılar ve Atinalılar”a giden bariz bir “onlar ve biz” şablonu var.
Bunlara ajan krizi başlamadan epeyce önce koroyla başlatılan İngiliz basını yayınlarını da eklerseniz, şablon daha netleşiyor.
22 Ocak 2018 tarihli “Telegraph” örneğin, “(İngiliz) Genelkurmay Başkanı’nın uyarısı: (İngiliz) Ordu(su) Rusların askeri ilerlemelerine kafa tutacak durumda değil” haberini manşete çekti.
Benzer b...