‘Rodeocu’ Demirel’i aramak
Sicilya’nın Siraküza kenti antik çağlarda korku saçan tiranlar tarafından yönetilirmiş. Tiranın biri gider, biri gelirmiş. Bunlardan biri Gerone! can çekişiyor. Halk “Aman bir an önce...
Sicilya’nın Siraküza kenti antik çağlarda korku saçan tiranlar tarafından yönetilirmiş. Tiranın biri gider, biri gelirmiş.
Bunlardan biri Gerone! can çekişiyor.
Halk “Aman bir an önce ölse de kurtulsak!” diyor…
Ama o ne?
Yaşlı bir kadın bir köşede “Tanrım aman onu alma!” diye dua ediyor.
Duyanlar “Hasta mısın” diye kadına atarlanıyorlar.
Öfkeyle üzerine gelenlere kadın şu yanıtı veriyor:
“Daha önce ne zaman bir tiranın ölümüne çalıp oynadıysak, arkasından beteri geldi. Tecrübemle sabit ki bu ölünce yerine daha korkuncu gelecek. Onun için bu kalsın. Bununla yetinmeyi öğrenelim!”
Demirel hoşgörüsünün sınırları
Demirel’in ardından televizyonlardaki yorumları dinledikçe; aklıma, bizde “gelen gideni aratır” sözüyle anlatılan durumun karşılığı olan bu İtalyan öyküsü geliyor.
Demirel’in zamanını özgürlükler ve hoşgörü dönemi olarak anan hepimiz… Siraküzalı yaşlı kadını hatırlatıyoruz.
Bugünden geri dönüp bakıldığında çünkü Demirel müthiş bir hoşgörü abidesi gibi görünüyor.
Örneğin ben de Ali Kırca’nın bir Siyaset Meydanı’nda gençlerle söyleşen“Cumhurbaşkanı Demirel”e üniversiteli bir öğrencinin şöyle bir soru sorduğunu hatırlıyorum: