Saray hukuku
Hukuk devleti yok; bundan böyle artık yalnız “Saray hukuku” var. Gerçekleri yazmaya her şeye karşın cüret edebildikleri için ağır tehdit altında bulunan muhalefet gazetelerinin baş sayfasında...
Hukuk devleti yok; bundan böyle artık yalnız “Saray hukuku” var.
Gerçekleri yazmaya her şeye karşın cüret edebildikleri için ağır tehdit altında bulunan muhalefet gazetelerinin baş sayfasında dün, Bugün’e indirilen “kayyum”balyozu ile Trabzonspor başkanının “hakem terörü” vardı…
“Kurtlar Vadisi”ni aratmayan Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ile bir gazeteye “organize” ile baskın yapan “kayyum” Hasan Ölçer’in, manşetlerdeki fotoğraflarına baktığınızda; “hukuk devletinin sizlere ömür vefatını” görüyorsunuz.
“Hukuk devleti”nin en kestirme tanımı zira “güçler ayrımı...”
“Güçler ayrımı” ile yürütme, yargı, yasamaya ilaveten “basın özgürlüğü” anlaşılıyor.
“Bugün” gazetecilerini tek hamlede; “Terbiyesiz herif, çık dışarı… Bu mu senin namusun? İş akdin feshedildi!” sözleriyle kovan; kovmakla kalmayıp polis şiddetini devreye sokan “kayyum” Hasan Ölçer örneğinde, “bağımsız yargı” ve “basının”nasıl yerle bir edilerek gücü bir elde toplayan “Saray iradesine” tabi kılındığını gördük.
Gazete çalışanlarının “cep görüntülerini” izlemek; naklen hukuk devletinin yerle bir oluşunu izlemek gibiydi.
Hukuk devletine rahmet okutan ikinci fotoğraf; Gaziantep maçı ertesinde 4.5 saat rehin tutulan hakemlerin serbest bırakılma anında, yüzlerine yansıyan dumur ifadesi oldu.
O korku ve hayret dolu bakışlarda da “orman yasalarının damgasını” gördük.