Trump’ın burnundaki sinek
“Ben Beyaz Saray duvarlarında uçuşan bir ‘sinek’ olmak istedim. Trump yönetiminin ilk günlerinde bunu resmi bir statüye dönüştürecek kimse olmadığı gibi, bana git diyen de çıkmadı. Sonunda buyur...
“Ben Beyaz Saray duvarlarında uçuşan bir ‘sinek’ olmak istedim. Trump yönetiminin ilk günlerinde bunu resmi bir statüye dönüştürecek kimse olmadığı gibi, bana git diyen de çıkmadı. Sonunda buyur edilen bir misafirden çok, ortalıkta her şeye maydonoz biri olarak bu çalışmayı gerçekleştirdim: Ama bu, tam da arzuladığım duvardaki bir sinek pozisyonuna tekabül etmekteydi!”
Michael Wolff, piyasaya çıktığı günden beri konuşulan “Ateş ve Öfke: Trump Beyaz Saray’ının İçinden” kitabında kendisini böyle tanımlıyor: “Duvarda uçuşan istenmeyen bir sinek!”
Trump’ın kovamadığı “burnundaki sinek” olarak da bunu okuyabilirsiniz…
Wolff’un bomba etkisi yaratan kitabını okumaya başladığım andan itibaren bırakamadım.
Bir kere kitap, Agatha Christie akıcılığında yazılmış.
Gerçi Trump yönetiminde giden, gelen; her an kovulan ve ikame edilen görevlilerin adları, Rus romanlarındaki bir isim kalabalığını aratmıyor. Ama buna karşın Wolff’un alabildiğine keyifli anlatımı “Ateş ve Öfke”yi adeta dizi kıvamında okunur kılıyor. Öyle ki “House of Cards” ya da “Taht Oyunları” yanında silik kalıyor.
Trump’ın karakter özelliklerini, sınır tanımayan kibrini, okuma yazmaya alerjisini, gösteriş sevdasını, saplantılarını, küstahlığını, milyarderlerle çevrilmiş dünyasını, gelişmiş ben merkezciliğini filan gerçi çoktan biliyoruz.
Ama Beyaz Saray’a bir “sinek” gibi dalan ve nüfuz eden Wolff’un eşsiz tespitleri var.
Beyaz Saray’daki ‘güneş kral’
Lütuf bahşed...