Yüz yıl sonra… Bir gün sabah olursa
“Evet, sabah olacaktır, sabah olur geceler kıyamete dek sürmez, en sonunda bu gök, Bu mavi gök size acır; usanma sakın. Hayata neş’e güneştir, usanç içinde kişi Çürür bizim...
“Evet, sabah olacaktır, sabah olur geceler kıyamete dek sürmez, en sonunda bu gök,
Bu mavi gök size acır; usanma sakın.
Hayata neş’e güneştir, usanç içinde kişi
Çürür bizim gibi… Siz, ey yarın uzaylıların
Küçük güneşleri, artık birer birer uyanın!
Tükenmez özlemi vardır ufukların ışığa,
Işık, ışık… Bugünün işte ruhu, özlemi bu;
Silin bulutları, silkin o korku gölgesini,
Koşun ışıklar içinden o kutlu kurtuluşa.
Ümidimiz bu; ölürsek de biz, yaşar mutlak
Vatan sizinle şu zindan karanlığından uzak!”
Ölümünün 100. yılında, Tevfik Fikret’in sıradışı bir canlılıkla anılmasına yol açan simge şiirlerinden biri kuşkusuz bu: “Sabah Olursa!”
Tevfik Fikret, Nâzım Hikmet gibi, her dem yaşantımızda var olan; canlılığını koruyan şairlerinden biri değil.
İnsanlar, Nâzım’ın dizeleri gibi Fikret’in dizelerini dost sohbetlerinde ezberden söylemiyorlar.
Dili çünkü bugüne uzak. Şiirin arkeolojisine girmek gerekiyor.
Üstteki satırlar da günümüz Türkçesine Ahmet Muhip Dıranas tarafından durulaştırılıp aktarılmış….