Artık şunun adını net koyalım: Örgütlerle değil, devletlerle savaşıyoruz...
Ne zaman ülkemizde ve civarımızda yaşanan akla ziyan gelişmelerin dış bağlantılarından bahsetsek birileri çıkar ve, “Komplo tutkumuzun paranoyaya dönüştüğü”nden bahsederdi. Ama 15 Temmuz gecesi...
Ne zaman ülkemizde ve civarımızda yaşanan akla ziyan gelişmelerin dış bağlantılarından bahsetsek birileri çıkar ve, “Komplo tutkumuzun paranoyaya dönüştüğü”nden bahsederdi.
Ama 15 Temmuz gecesi yaşadığımız ihanet depremi, “komplo”cuları derin uykusundan uyandırdı.
Bakıyorum artık FETÖ ve diğer terör eylemlerini yorumlarken sürekli dış bağlantılardan bahseder oldular, “üst akıl” paranoyasına(!) onlar da katıldılar!
Gerçi bu “muhteşem çelişki” ister muhteşem bir öngörüsüzlükten, ister samimiyetsizlikten kaynaklansın, endişe verici olmakla birlikte biz “arızalı saatin doğru vakti göstermesine” de şükredip konumuza devam edelim.
***
Aslında kimin ne dediğinin bir önemi de kalmadı. Artık her şey açıkta cereyan ediyor.
Bütün ince hesaplara rağmen 15 Temmuz’da yaşanan bu hezimet, patronları çok öfkelendirdi.
Çünkü o kadar açığa düştüler ki, kafasını kuma gömen deve kuşuna döndüler.
Artık maskeleri fırlatıp, nöbeti-vardiyayı bir kenara bırakıp bütün lejyonerleriyle birlikte sahaya indiler.
Harfleri bırak, asıl alfabeye bak...
Durum bu merkezde iken biz hâlâ konuyu FETÖ, PKK, PYD, DAEŞ gibi örgütlerin müstakilen mücadelesinden ibaret sanıyorsak bu gaflet, dalaletimiz için yeter de artar bile...