Hadi bir kere dürüst olun ve “Evet, darbeciyiz” deyin...
Yıllarca sürdürülen, “Erdoğan ülkeyi kamplaştırdı” yaygarası ile büyük bir “Erdoğan Düşmanları Kampı” oluşturuldu. “Cemaat” kod adlı örgütün...
Yıllarca sürdürülen, “Erdoğan ülkeyi kamplaştırdı” yaygarası ile büyük bir “Erdoğan Düşmanları Kampı” oluşturuldu.
“Cemaat” kod adlı örgütün mimarlığında dizayn edilen bu kampta, “hizmet” ehlinden siyasetçiye, demokrattan teröriste farklı kesimler yer aldı.
Birlikte mücadele etmeleri halinde “ortak düşman”dan kurtulacaklarına inandıran FETÖ, bu ittifakı konsolide etmek için devlet içindeki paralel yapı marifetiyle yoğun istihbarat desteği verdi.
FETÖ medyası adeta Erdoğan düşmanlığının tescil edildiği “noter”liklere dönüştü.
17 Aralık’taki “Yargı Darbesi” bile bunları hipnozdan uyandıramadı.
Derken Türkiye
15 Temmuz felaketini yaşadı...
Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı darbe yapmaya kalkan FETÖ, aslında en büyük darbeyi, en büyük destecisi olan “liberal ve demokrat müttefikleri”ne yaptı.
“Darbeci” yandaşları bir süre bocaladı.
Tam “Kurtuluyoruz” derken Erdoğan daha da güçlenmiş, halkın nezdinde bir demokrasi kahramanı olmuş, ismi konmamış bir “başkanlık” misyonu üstlenmişti.
“A”dan “J”ye 11 ayrı plan çerçevesinde Erdoğan’dan kurtulma garantisi veren FETÖ’yü ölümüne destekleyenler ise Allah’ın “K” planı gereğince müflis birer “darbeci” olarak kalmışlardı.
15 Temmuz’u hiç duymamışlar!..
Bir kısmı gönülsüz de olsa “Demokrasi Nöbetleri”nde boy gösterdi ama büyük çoğunluğu dişlerini gıcırdatarak yeniden saldırıya geçecekleri ânı bekledi.
Nitekim bir süre önce start verildi ve tekrar sahneye çıkıp bildik gazelleri okumaya başladılar.
En çok kullanılan malzeme “mağduriyet” ve “hukukun üstünlüğü”...
Efendim, açığa alınanların sayısı 85 bini aşmış... OHAL uygulamaları hukuk sınırlarının dışına taşmış!