Kadına şiddet ve tecavüzün “üst düzey” destekçileri
Taciz; tecavüz, kadına şiddet gibi çirkinliklere karşı çıkmak “insan” olmanın asgarî gereğidir. Ve topyekun tavır alınmayan hiçbir toplumsal problem tam olarak çözülemez. Yani...
Taciz; tecavüz, kadına şiddet gibi çirkinliklere karşı çıkmak “insan” olmanın asgarî gereğidir. Ve topyekun tavır alınmayan hiçbir toplumsal problem tam olarak çözülemez. Yani bütün kronik problemlerin altında çifte standart yatar.
Peki bu ortak duyarlılığı, 82 milyonun tamamının “karşıyım” dediği tecavüz ve kadına şiddet vakalarında da gösterebiliyor muyuz?
Birlikte bakalım…
Hatırlar mısınız; 5 yıl önce Ensar Vakfı’nın Karaman’daki evinde kalan çocuklara tecavüz edilmişti. Olayı BirGün gazetesi ortaya çıkarmış ve aylarca gündemden düşmemişti.
Bu suçun hangi kesime mensup kişi tarafından işlendiğine bakılmaksızın tepki göstermek gerekiyordu; öyle de yaptık. Sadece, bunu kullanarak bütün Müslümanların tacizci-tecavüzcü gibi gösterilmesini eleştirdik. Çünkü bu da bir “istismar” idi. Bireysel bir suçun bütün kesime mal edilmesi hukuka da ahlaka da uygun değildi. Şayet Ensar Vakfı yöneticileri su