Suriye’de kim kazandı?

Beş yıl önce “sıradan bir Arap Baharı” gibi başlayan olaylar Türkiye’de pek ciddiye alınmadı. Oysa Suriye’deki fitne, özellikle de Türkiye açısından çok ciddi bir durumdu. O günlerde bunu...

Beş yıl önce “sıradan bir Arap Baharı” gibi başlayan olaylar Türkiye’de pek ciddiye alınmadı.

Oysa Suriye’deki fitne, özellikle de Türkiye açısından çok ciddi bir durumdu.

O günlerde bunu ısrarla dile getirmeye çalışmış, “Asıl hedef Türkiye’nin, Ortadoğu ve İslam dünyası ile tamamen ilişkisini keserek, son dönemde yoğunlaşan bütünleşmeyi engellemektir” demiştim.

Nitekim, Suriye’deki karışıklıkları henüz kimsenin 1. sayfalara taşımadığı dönemde; 25 Mart 2011 tarihli Türkiye gazetesindeki, “ATEŞ KAPIDA” manşetimiz çok önemli tespitler içeriyordu.

Gizli eller Suriye’yi karıştırdı... 48 yıllık olağanüstü hâli protesto bahanesiyle başlayan gösteriler yayıldı. Camiden İsrail silahları çıktı. 1 milyon kişi yurt dışından gönderilen e-posta ve SMS’le isyana davet edildi. Esad “Halkın bütün talepleri yerine getirilecek” dedi...

Oysa Esad bu sözünü asla yerine getirmediği gibi zulmün şiddetini her gün arttırdı. Suriye’deki muhalifleri dışarıdan tahriklerle ayaklandıranlar, aynı zamanda Esad’a da destek ve silah yağdırarak, “Diren... Sonuna kadar yanındayız” dediler ve sözlerini tuttular!..

Sonunda kim kazandı peki?

Esad mı?

Hiç sanmıyorum...

O artık ömrünün kalan kısmını ölüm korkusuyla geçirecek bir yaşayan ölü...

Saha tamam sıra masada

Ve bir dönüm noktasına gelindi.

Beş yıl boyunca katledilen yüz binlerden, evinden yurdundan edilen milyonlardan, Ege’ye gömülen Aylinlerden kılı kıpırdamayanlar bugün “artık iş kıvamına geldi” dedi ve masayı kurmaya karar verdi.

Çünkü...

- İsrail karşısında tehdit oluşturan bir Suriye, masrafsız bertaraf edildi.

- Batı, içindeki bütün ‘safra’ları buraya yığdı ve bunlardan ürettiği, asrın son buluşu ‘DAEŞ maymuncuğu’nu tepe tepe kullandı. Böylece, miadı dolan Sykes Picot’tan sonra, Irak ve Suriye’deki operasyonlarla; bölgeyi yine kendi inisiyatifine göre parselleyebileceği bir ortam oluşturdu.

- Asıl amaç ise İslam dünyasına coşkuyla akmaya başlayan Türkiye’nin önüne adeta bir “baraj” örmekti. Bu da gerçekleşti. Hatta bu nihai amaç için olmazlar oldu ve iki kutup bir araya gelip ittifak bile kurdu.

Zavallı Kürtler de bu oyunda piyon olarak kullanıldı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kılıçdaroğlu: 27 Mayıs'ı yapanlar bugün utanıyor! Ya yaptıranlar? 27 Mayıs 2023 | 522 Okunma Dikkat… Bu bir “veda” seçimidir… Herkes “vefa” borcunu ödemelidir! 26 Mayıs 2023 | 1.409 Okunma O gece Erdoğan kazansaydı Türkiye'yi “Gezi”ye çıkaracaklardı! 19 Mayıs 2023 | 1.762 Okunma Demokrasi mi, kasetli diktatörlük mü? 12 Mayıs 2023 | 525 Okunma Çağlayangil, Kılıçdaroğlu'na Dersim hakkında ne anlattı? 03 Mayıs 2023 | 1.789 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar