İslam Âleminin Sorunları ( 2 )
‘‘Bu bir kitaptır ki, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura (aydınlığa), o övgüye layık, Aziz olanın yoluna çıkarman için sana indirdik.’’ 14- İbrahim Suresi 1Tarihin en ağır...
‘‘Bu bir kitaptır ki, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura (aydınlığa), o övgüye layık, Aziz olanın yoluna çıkarman için sana indirdik.’’ 14- İbrahim Suresi 1
Tarihin en ağır kelimeleri ve en net muhasebesiyle kendimizi sorguya çekmeliyiz. -İnanıyor muyuz gerçekten, âlemlerin o tek Rabbi olan Allah’a inanıyor muyuz, yoksa kendimizi ya da ( haşa) yaratanı mı kandırma telaşındayız. İnanıyorsak neye, kime inanıyoruz, bizi ‘‘karanlıklardan nura’’ kavuşturacağını söyleyen Rabb’a mı yoksa kendi kurduğumuz dine mi inanıyoruz. Kendi heva ve hevesimize göre, hiçbir ilmi dayanağı olmadan verdiğimiz fetvalara göre mi yaşıyoruz. O ‘‘övgüye layık olan’’ı mı övüyoruz yoksa kendi nefsimizi övmekten putlaştırdığımız egomuza mı inanıyoruz…
İflas eden bir akılla dünyayı yönetmeye kalkışıp kendimize bile hayrımız olmayan bir temayülle mi hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz. ‘‘Bize indirilen’’e hangimiz akılla yöneldik, İslam’ı anlamak ve anlatmak için gecesini gündüzüne katmayan bir İslam âlemi nasıl düzlüğe çıkabilir. Sadece konuşan, uyuşuk, harekete geçmeyen bir toplum, akleden bir kalple davranmayan bir sosyoloji, nefsine diz çöktürmeyen bir birey nasıl da adalet yolunda gayretkeş olabilir…
Diyor ya ayet-i kerime: ‘‘Rabbinin izniyle…’’ Rabbini tanımayan, tanıma gayretine girmeyen, tanıdığını iddia edip onun buyruklarına kulak asmayan beşerler, ah Müslümanlar… ‘‘Rabbinin iznini’’ değil de kapital lordların dayattığı hayat düzenini kendine yaşanılır gören zavallılar güruhunun dayanılmaz yalnızlığıdır İslam âleminin en büyük çöküşü. Sadece bir çağa çağdaşlaşmış; lakin her çağa çağdaş olan İslam’ı unutma kanseridir ilkelleşen ilkesizliğimiz...
Kendi kitabını okuma tenezzülünde bulunmayan bir toplum, âlemlerin efendisi, Allah’ın habibi olan kendi peygamberini bile tanımayı ilke edinememiş bir olgu, ibadetiyle ruhunu buluşturamayan, ruhuna aşkı kavuşturamamış, aşkını katıksız bir duayla harmanlaştıramamış ve tüm bu denklemin kolaylığını ‘‘kitabı’’nda bulma teşebbüsünde bulunmamış bir esarettir âlem-i İslam’ın içinde debelendiği zahmet. Zahmetin rahmetini içinin dehlizlerinde Muhammed Mustafa’nın aşkıyla keşfe kâşif olamayışımızdır çöküş sendromumuz…
‘‘Hüküm yalnız Allah’ındır. O kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur. Ama insanların çoğu bilmiyorlar.’’ 12- Yusuf Suresi 40