Başkanımız’ın artık hata yapma ve oyalanma lüksü kalmamıştır!!!
Pek çok televizyon kanalında yayınlamış olduğumuz FETO’nun kendi görüntülerinde anlattığı gibi, örgütünün faaliyetlerinin doğrudan siyasi parti kurarak değil, kamu kuruluşlarını, devlet...
Pek çok televizyon kanalında yayınlamış olduğumuz FETO’nun kendi görüntülerinde anlattığı gibi, örgütünün faaliyetlerinin doğrudan siyasi parti kurarak değil, kamu kuruluşlarını, devlet dairelerini, bakanlıklardaki kadroları, kendi elemanlarıyla doldurarak, ele geçireceğini söylemişti.
1968 yılında ilk defa üniversite talebeleri ile irtibat kurarak, “sadece Kur’an kursu talebeleri ile bu iş olmaz, üniversite gençliğini ele geçirmek ve onlara ulaşmak gerekir” diye, niyetini bize açmıştı. Biz de birkaç arkadaş üniversitenin, eğitimli gençlerin, ülkenin kalkınması için önemli olduğuna inanmış ve vatana millete hizmet edeceğimize inanarak peşine düşmüştük.
1968 yılı itibariyle 40-50 üniversitelinin bir araya gelerek milli ve manevi çizgide kamp yapıyor olması, Erbakan hocanın da dikkatinden kaçmamıştı. FETO ile görüşmek üzere İzmir’e gelip, FETO’ya ulaşıp görüşmek istemişti ve bu görüşmede FETO’ya kendi kuracağı bir partiye katılmasını ve birlikte Parti’yi yürütmek istediğini anlatmıştı.
Türkiye’nin kurtuluşunun dindar kesimin siyasi bir parti kurmasıyla olabileceğini FETO’ya söylemişti. FETO ise; Siyasete girmenin akıllıca bir şey olmadığını, askerin sürekli yapacağı baskılar ve ihtilaller ile sivil hükümetlere iş yapma fırsatı vermeyeceğini, en iyi yolun kamu kurumları içinde bürokratik yapılanma da eleman yetiştirilmesi olduğunu söylemişti.
Erbakan hocanın davetlerine de çeşitli bahanelerle gitmemiş ve görüşmemişti. Reha Muhtar’ın canlı yayında yapmış olduğu bir röportajda ise, Erbakan Hoca ile hiçbir şekilde benzer taraflarının olmadığını, onun yolunun Devleti rahatsız edecek bir davranış olduğunu, bu siyasi yapıya kesinlikle katılmak istemediğini ve Erbakan hocanın fikirlerine karşı olduğunu beyan etmişti. (Hatta kalben ve ruhen hiçbir şekilde ilgi ve alaka duymadığım bir kişidir gibi) kaba bir üslupla canlı yayında konuşmuştu.