Bugün Türkiye’nin, hain NATO’ya ihtiyacı yok
Çarlık Rusya’nın yıkılarak yerine komünist sistem Rusya’nın kurulmuş olması, dünyada büyük bir korku meydana getirdi. Bu korkunun tepkisini kullanarak, Kuzey Atlantik Paktı olarak da adlandırılan...
Çarlık Rusya’nın yıkılarak yerine komünist sistem Rusya’nın kurulmuş olması, dünyada büyük bir korku meydana getirdi. Bu korkunun tepkisini kullanarak, Kuzey Atlantik Paktı olarak da adlandırılan NATO’nun kurulması için bir zemin oluştu. Sovyetler Birliği’ne karşı caydırıcılık ve bütün üyelerini doğrudan veya dolaylı şekilde saldırılardan korumak üzere 1949 yılında, NATO bir şemsiye olarak, pek çok ülkenin ABD’nin kontrolüne kendiliğinden girme isteğini tetikledi.
Özellikle 5. Maddesi; Üye ülkelerin birine yapılan saldırının, bütün ülkelere yapılmış olarak kabul edileceği şeklinde düzenlenmiş olması, pek çok küçük ülkeler için sığınılacak bir güvenli kapı olarak görüldü.
NATO’nun genişlemesi, AB’nin yolunu da açmış oldu. 20 yıl sonra, yani 1969’dan sonra isteyen ülkelerin teşkilattan ayrılmaları serbest olmasına rağmen, hiçbir ülke NATO’dan ayrılma kararı almadı, aksine üye sayısı 28’e yükseldi. Aynı tarihlerde Doğu bloğu ülkeleri de, NATO’yu bir tehdit olarak gördükleri için, Varşova Paktı adı altında Rusya’nın başını çektiği birleşik bir paktı oluşturdu.
Bu iki büyük devlet, küçük devletleri koruma bahanesi ile kontrolleri altına alıp, o ülkelerde askeri üsler kurarak, koruma bahanesiyle askeri, siyasi, ekonomik meseleleri de yöneterek, adeta sömürgeleştirme yoluna gizlice gittiler. NATO merkezi olarak, o ülkelerin içinde kurulan yerler, o ülkeleri yönetme merkezi gibi kullanılmaya başlandı.
Burada şunu da belirtmek lazım; NATO içerisinde tek Müslüman ülke Türkiye’dir. Ayrıca G20 içinde yer almaktadır. Bu statüsü ile İslam dünyası için cazip ve gıpta edilecek örnek bir konumdadır. Fakat bu iki kutuplu dünya içerisinde, NATO ile hemen hemen aynı tarihlerde, kurulmuş olan Varşova Paktı, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği 1990 yılına gelindiğinde dışarıdan hiçbir müdahale ve darbe görmediği halde, komünizmin çürümesi ve kokuşmuş sisteminin çökmesiyle insanlığa yapmış olduğu katliamlar ve zulümler ile kendi enkazı altında kaldı ve Varşova Paktı kendiliğinden dağılmış oldu.
Şimdi 28 ülkeden meydana gelmiş NATO’nun ömrü de, akıbeti de Varşova Paktından daha uzun ömürlü ve farklı olacağı düşünülemez. Hiçbir şey sonsuza kadar zirvede kalmaz, tıpkı komünist Rusya’nın yapmış olduğu zulümlerden sonra, kanatları altına aldığı ülkeleri sömürmesinin ilahi tokadını yiyip de çöktüğü gibi, NATO da koruma bahanesiyle koltuğunun altına aldığı, özellikle Türkiye’yi 100 defa arkadan vurmuş ve satmış, terör örgütleri ile hançerlemiş, içeriden ve dışarıdan kurmuş olduğu PKK, PYD ve FETÖ gibi örgütler ile NATO’nun ilkeleri ile hiçbir şekilde bağdaşmayan ihanetlerinin, diğer ülkeler tarafından da görülmesiyle, güvenilirliğini ve işlevini kaybetmiştir. Türkiye’yi sömürdüğü gibi parçalamak için, elinden gayreti göstermiştir.