FETÖ, devlet kurumları içindeki hâkimiyetini açıkça gösteriyor
AYM’nin sürpriz bir şekilde Şahin Alpay ve Mehmet Altan’la ilgili tahliye kararını görünce, adeta bir şok yaşadım. Daha sonra tahliyenin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiğini, Alpay ve...
AYM’nin sürpriz bir şekilde Şahin Alpay ve Mehmet Altan’la ilgili tahliye kararını görünce, adeta bir şok yaşadım. Daha sonra tahliyenin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiğini, Alpay ve Altan’ın tutukluluğunun devamına karar verildiğini gördüm.
FETÖ’nün yayın organı olduğu gerekçesiyle kayyıma devredilip, sonra kapatılan Zaman gazetesinin eski yönetici ve yazarlarının da aralarında bulunduğu davada, tutuklu yargılanan Şahin Alpay ve Mehmet Altan hakkında, Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararı vermesinin ardından, durumu yeniden değerlendirilen karar ile gazeteci Alpay ve Altan’ın tutukluluk halinin devamına hükmedildi ve bir gün içerisinde halkın kafasını karıştıracak bu açıklamalar, aynen Adil Öksüz, Can Dündar, Kavurmacı, Baklavacı gibi tutuklanıp, daha sonra serbest bırakılan, halkın çok akıl erdiremediği, hukuk kurallarından derinlemesine anlayamadığı bu zikzakların toplumumuzda ağır travmalara sebep olduğu gibi, yargı kurumlarına olan güveni de sarstı.
Geçen haftalarda orgeneral Yaşar Güler’in koruma müdürü yüzbaşı Burak Akın’ın gazi madalyasını iade ederek teslim olup, FETÖ’cü olduğunu itiraf etmesi, 2 subay arkadaşını da deşifre etmesi ve onların da FETÖ’cülüğü kabul etmesi, toplumda çok büyük şaşkınlığa sebep olmuştu.
Adil Öksüz’ün darbenin kuryesi olarak halkın gözünün önünde, video kameraları kayıtlarına rağmen, elini-kolunu sallayıp yakalandıktan sonra serbest bırakılması ve gitmesini daha önce yaşayan halkımız, bu travmayı tekrar tekrar gören milletimiz, şimdi bu AYM kararı ile aynı sarsıntıyı yaşamış gibi oldu.
FETÖ’nün aynı Adil Öksüz gibi, hatta ondan da ileri olan 200’e yakın beyin takımının da 2015’e kadar Türkiye’de olmalarına rağmen, sudan bahanelerle elini-kolunu sallayıp 2016’da ülkeyi terk etmesi, hatta en son Ekrem Dumanlı, Emre Uslu, Önder Aytaç gibi, çenesi düşük, saygısız, terbiyesiz vatan hainlerinin, sürekli ülkenin dışından ülkemizi karalayarak yayınlarına devam etmesi, Can Dündar’ın Almanya’da ödüllendirilerek Türkiye’yi karalaması için görevlendirilmesi, bu olayın da onlar gibi bir oyun ve bir tuzak olduğunu düşündürdü, yüreğimizi ağzımıza getirecek bir heyecana sürükledi.