FETÖ ile mücadele için uygulanması gereken teknikler
FETÖ 1966 yılında Kestane Pazarı Camii’nden başlayarak, talebeye burs ve eğitim faaliyetleri yaparak Sivil Toplum Örgütü olarak masum bir vitrinle, halkı kandırıp maskeli bir mücadele ile devleti ele geçirebilmiş...
FETÖ 1966 yılında Kestane Pazarı Camii’nden başlayarak, talebeye burs ve eğitim faaliyetleri yaparak Sivil Toplum Örgütü olarak masum bir vitrinle, halkı kandırıp maskeli bir mücadele ile devleti ele geçirebilmiş ise, bugün FETÖ’ye karşı yapılacak mücadelenin de, bu örgütün içerisine sızarak, örgütün iç yapısını bilen ve mücadele edebilecek kişilerden yararlanıp, devlet desteği ile içerden FETÖ’ye müdahale edip böyle bir strateji ile örgütün çökertilmesi yoluna gidilmelidir.
2005 yılından itibaren, örgütün ileride meydana getireceği tehlikeler ve darbe kalkışmaları, bütün kamu kurumlarının ele geçirilmesi ve o işin sorumlu imamları ve imameleri ile beraber resimlerini de vererek ihbar ettiğim halde, 200 civarında örgüt elemanının duruşmalarına tanıklık etmek üzere, mahkemelere taşınıyorum.
Hemen hemen haftada en az 2 tanıklık yaptığım günler oluyor. Adliye koridorlarına gidiyorum ve devletime bu hainlere karşı yardımcı olmaya çalışıyorum. Sadece yazmak ve televizyonlarda konuşmak değil, fiilen de mücadele etmek zorundayım. Herkes de aynı şekilde hareket etmek zorundadır. Ne yazık ki bu tanıklıklarımın ceremesi, ceza alanlar tarafından, cezaevinden tarafıma davalar açılabiliyor.
FETÖ’cülükten ihraç edilmiş subaylar, yüzbaşılar, binbaşılar ceza alıp içerde yattıkları halde, hâlâ daha sinmek, korkmak ve pişmanlık değil, bilakis tarafıma cezaevinden dava açıyorlar. Bütün bunlara karşı, devletin en azından tanıklık yapanlara hukuk desteği vererek, maddi manevi de koruma altına alarak, yanında olması gerekir.
Önemli bir hukukçu arkadaşım şöyle dedi: Nurettin hocam sizin bu mağduriyetiniz bize çok kötü bir örnek teşkil ediyor. Sizin bu mücadelenizi rağmen, hâlâ daha siz yalnız ve tek başınıza uğraşırsanız ve size yardım edilmiyorsa, biz nasıl elimizi taşın altına koyarız diyorlar. Şimdi diğer kamu kuruluşlarında operasyonlar ve temizlikler yapılmış olsa da, TRT, Diyanet, YÖK ve diğer üniversiteler de tam bir araştırma yapılmadı, basına yansıyan bürokratlar arasında da FETÖ’cüler var deniliyor.
İhbar edilen suçlu derhal siyasi bir yakını ulaşıp destek alarak, kendisini kurtarma yoluna gidiyor. Pek çok üniversitelerde TRT ve Diyanette FETÖ’cülerin hepsi yerinde, hemen hemen hiç dokunulmadı. Bunlar şu anda gülerek devletle adeta dalga geçebiliyor. FETÖ ile mücadele edenlerle mücadele ediyorlar.