FETO’nun 2002 yılında gördüğü rüyası ve kendi yorumu
FETO kendi gördüğü rüyalarını şaşı bakışıyla veya başkalarının gördüğü rüyaları kendi yorumuyla anlatarak etrafına topladığı meczupları, peygamberleri...
FETO kendi gördüğü rüyalarını şaşı bakışıyla veya başkalarının gördüğü rüyaları kendi yorumuyla anlatarak etrafına topladığı meczupları, peygamberleri gördüğünü ve onlarla temas halinde olduğunu gerçek hadiseler gibi bu rüyalarla yönlendiriyor ve onları narkozlamaya devam ediyor.
Değişik yerlerden özenle seçilip yazılarak kendisine gönderilen rüya ve yorumları Barbaros Kocakurt’a vererek, yıllar öncesinden kitaplaştıracak şekilde toplattırıyordu. Zannediyorum bir dua kitabı gibi elden ele dolaşmaktadır.
FETO pek çok kimsenin uydurduğu ve meczupların gördüğü rüyaları, hakikat gibi enjekte etmektedir. Tıpkı 1970’li yıllarda henüz dini tam anlayamayan, 15-16 yaşındaki ortaokul lise talebesi seviyesindeki çocuklara, Eshab-ı Bedir ve Uhud diye hazırlamış olduğu Sahabe-i Kiram’ın isimlerini, sabah akşam dua kitabı olarak okutması ve ezberlenmesi gibi, İslam’da hiçbir şekilde cevazı olmayan böyle bir usulü bidat olarak bastırmış ve yaygınlaştırmıştır.
Gizli bir şirk-i ifade eden bu usül, hiçbir ilahiyatçı tarafından tepki ve tenkit almamıştır. Elbette büyük saygı ve sevgi duyduğumuz Sahabe-i Kiram’ın Peygamber Efendimize yakınlığı ve İslam dinine olan katkıları başımızın tacıdır. Fakat hiç kimse kutsanacak kadar dokunulmaz ve ilahlaştırılacak değildir. Rüyalarda, rüyayı görenin yorumuyla kendisini bağlar.
Gülen’in 2002 yılında görmüş olduğu ve kendi internet sayfasında yayınlanmış olan rüyasının yorumu şu şekildedir.
(Rüyamda Bursa Ulu Cami’de hutbe okuyacakmışım, hiç adetim olmadığı ve şimdiye kadar hiç yazılı hutbe okumadığım halde, cebime yazılı bir hutbe koymuşum. Hutbeyi açıp az bakıyorum ve kendi kendime ben böyle bir şey yapmadım, yazıya bağlı kalırsam ayağımda zincir varmış gibi hissederim, ben serbest konuşmalıyım diyorum.)