Hacca gitmeyi boykot değil, zalim işbirlikçilerini boykot zamanı gelmiştir
İslam dünyasının bugünkü sıkıntılı duruma düşmesinin, Türkiye’nin ABD tarafından yapılan darbelerle sarsılmasının baş müsebbibleri arasında, hiç kuşkunuz olmasın ki...
İslam dünyasının bugünkü sıkıntılı duruma düşmesinin, Türkiye’nin ABD tarafından yapılan darbelerle sarsılmasının baş müsebbibleri arasında, hiç kuşkunuz olmasın ki Mısır ve Suudi Arabistan’ın başındaki ahmak yöneticileri vardır. Bunların, Türkiye’nin yıkılması için ellerinden gelen her türlü kötülüğü ABD ile birlikte, ortak olarak canla başla yaptıkları, apaçık ortadadır.
Zaten Katar’a yapılan boykot uygulaması da, bunların içinde bulunduğu 4 Arap ülkesinin boykotuyla gerçekleşti ve maskeleri düştü. Katar’ın ortaya çıkardığı ve yayınladığı kütüphanedeki, Suudilerin ihanet belgelerinden kaynaklanıyor. Katar’ın yeni açılan milli kütüphanesinde, Suudi Arabistan’ın İngiltere ile işbirliği yaparak, Müslümanların nasıl arkadan hançerlendiğini gösteren belgeler de yeni yayınlandı.
Körfez krizinin ardından, Katar’a yaptırımlar devam ediyor. Utanmadan sıkılmadan ışıklı dünya küresinin üzerine ellerini basarak, dünya Sulh’unun hizmetinde, Suudi Arabistan, Mısır ve Trump’ın el bastıkları ve hamisi olduklarını ve dünya Sulh’unu temin ettiklerini açıkça beyan ettikleri sahneyi, hiç unutmamamız ve çok dikkat etmemiz gerekir.
Osmanlı’ya karşı tavrı ile birlikte Vahhabiliğin Hindistan’da yayılması ve İngiltere ile olan ilişkileri, Katar’ın yeni açılan milli kütüphanesinde yayınladığı belgeler ortaya çıkınca, Suudiler bu belgelerden çılgına döndü. Bu belgeler tarihe ışık tuttuğu gibi, İslam dünyasının uyanmasına vesile olunca, Katar’a karşı uyguladıkları boykot meselesi de, bu sebeple başlamış oldu. Kâbe imamı Sudeysi’nin açıklaması da, (ABD ile biz birlikte dünyanın kurtuluşu ve selameti için çalışıyoruz) açıklaması, zilletin ve ahlaksızlığın tuzu biberi oldu.
En son ABD’nin talimatıyla, Suudi Arabistan’ın PKK’lılara yapmış olduğu 300 TIR silah yardımı ile İran’ı kuşatma altına almaya çalışıp, Suudi Arabistan ile İran’ı çatıştırmaktır. Türkiye›nin elindeki koz ise: Mekke ve Medine yönetiminin ve statüsünün değiştirilmesi, tüm İslam ülkelerine bırakılmasını istemektir.
Diplomaside mütekabiliyet esastır. Karşılıklı taleplerin, Suudi Arabistan’ın bu istekleri karşılanması ilkesine bağlıdır. Riyat Türkiye›ye karşı ABD›nin yanında ihanetine devam ederse, Türkiye’de İslam dünyasını Mekke ve Medine’nin statüsünü ihanet içerisindeki Suudi Arabistan’ın elinden alınması ve ortak bir yönetimle yönetilmesini de dayatabilir. Dünya çapındaki oluşabilecek bu tepkiyi, Suudi Arabistan’a yönlendirebilir.