Artık iş zamanı…

Birileri Gezi’den ‘öcü masalı’ çıkardığımızı ve anlayamadığımızı iddia ediyor. Gezi’nin bir çevre duyarlılığı ile başladığı; bu hassasiyeti...

Birileri Gezi’den ‘öcü masalı’ çıkardığımızı ve anlayamadığımızı iddia ediyor. Gezi’nin bir çevre duyarlılığı ile başladığı; bu hassasiyeti taşıyan insanların masumane duygularla bu gösterilere katıldığı doğrudur. Ama yeminli Erdoğan düşmanlarının bu duyarlılığın üstüne atlayarak ‘sivil kalkışma’ çıkarmak için ellerinden gelen her şeyi yaptıkları da başka bir doğrudur. Türkiye’deki her sosyal gelişmeyi AK Parti ve Sayın Erdoğan karşıtlığı için kullanan; elinde çakmağı ateşleyecek benzin arayan iç ve dış çevrelerin varlığını inkâr edebilir misiniz? Gezi’nin çıkışı onların planı olmayabilir ama onlar Gezi’yi kendi planları için gayet iyi kullandılar.

***
16 Nisan’ın ardından da Gezi benzeri muhalif gösteri-çıkış-karşı geliş arayışı içindeler. İstismar edebilecekleri, toplumsal kalkışmaya dönüşebilecek hatta iç çatışmalara kadar gidebilecek yeni Gezi’lerin hayalini kuruyorlar. Bu doğrultuda; bir yandan AB’nin en yetkili ağızları, diğer yandan AGİT’in ve Avrupa Konseyi’nin referandum için görevlendirdiği "PKK sever" gözlemciler referandum sonuçları ile ilgili maksatlı açıklamalar yaparak ‘Hayır’ oyu veren vatandaşlarımızı sokağa dökmek için tahrik ediyorlar. Ne yazık ki CHP de bunların değirmenine su taşıyor. Koskoca ana muhalefet partisi, demokratik tercihinde ‘hayır’ diyen yüzde 48.6’nın iradesini marjinal örgütlerin ve Sayın Erdoğan düşmanlığı yapan Batılıların eline teslim ediyor. Kimse kusura bakmasın. Ağzı sütten yanan yoğurdu üfleyerek yer. Referandum sonucunu kimse baskı ile gösteri ile şiddete başvurarak, sokakları terörize ederek değiştiremez. Bu sonucu değiştirecek tek güç yine millet iradesidir. Millete gitmenin dışında askerin, Avrupa’nın veya Amerika’nın hakemliğine başvuranları bu millet affetmez. Dün olduğu gibi yapılacak ilk seçimde yine sandığa gömer.
***
Kimsenin yüzde 48.6’yı yüzde 2-3 marjinalin insafına bırakmasına göz yumulamaz. Suriye’deki insanlık dramına sessiz kalanlar, darbeci General Sisi’nin Mısır’da yaptığı seçimi demokratik bulup kırmızı halılarla karşılayanlar, Avrupa merkezlerinde mültecilere yapılan insanlık dışı muamelelere üç maymunu oynayanlar bize demokrasi, adil seçim dersi vermeye kalkmasın. Yüksek katılım oranı, millet iradesinin sandığa yansıması, adil ve güvenli seçim konusunda Türkiye Avrupa’ya ders verecek, örnek olacak durumdadır. Boşuna beklemeyin… Size tavsiyemiz şudur… Canlı yayın araçlarınızı, FETÖ’cülerin finanse ettiği muhabirlerinizi Suriye’ye, İdlib’e gönderin. Buradan size ekmek çıkmaz. Türk halkı artık uyandı, algı operasyonlarınızı hemen fark ediyor.

SEÇİM DEĞİL REFERANDUM

16 Nisan’da 94 yıldır ülkemizde uygulanan hükûmet sistemimizin değişimine ‘Evet’ ya da ‘Hayır’ demek için sandık başına gittik. Başını Sayın Cumhurbaşkanının çektiği AK Parti ve MHP’nin önerdiği sistem değişikliği sonuçta kabul gördü. Verilen evet oyları içinde AK Partilisi, MHP’lisi, HDP’lisi ve CHP’lisi de var. Anlayacağınız ‘Evet’ diyen yüzde 51,4 sadece AK Parti ve MHP’lilerden oluşmuyor. Birçok CHP’li iş adamının istikrar ve güven getireceği için ‘Evet’ dediğini ben şahsen biliyorum. Belki ‘Evet’in çoğunluğunu AK Parti ve MHP’liler teşkil ediyor ama Evet’in önde çıkmasında CHP’li ve HDP’li seçmenin de katkısı vardır. Aynı şekilde yüzde 48,6 ‘Hayır’ diyenlerin tamamı da CHP’li ve HDP’’li değildir. İki partinin 1 Kasım seçimlerindeki oy toplamı yaklaşık yüzde 36’dır. Ayrıca bu yüzde 36’nın tamamının ‘Hayır’ oyu kullandığı da doğru değildir. CHP ve HDP’li seçmenin ve diğer sol seçmenin ‘Hayır’ içindeki oranı benim kanaatimce en fazla yüzde 32-33’dür. Referandumda sağ seçmenin en az yüzde 15’i bu değişime onay vermeyip ‘Hayır’ oyu kullanmıştır. Yüzde 48,6’lık ’Hayır’ oyu içinde hem AK Partilerin hem de MHP ve SP’lilerin payı göz ardı edilmemelidir.
***
Özetlemek gerekirse; biz 16 Nisan’da bir siyasi lideri, bir siyasi programı ya da bir siyasi partiyi oylamadık. Yeni bir sistem için ‘Evet’ ya da ‘Hayır’ dedik. ‘Evet’ verenlerin hepsi AK Partili ya da MHP’li değil, ‘Hayır’ verenlerin hepsi de CHP’li, HDP’li değil. Sonuçlar bu mantıkla analiz edilmelidir. Yoksa birileri bu oranları kendi partisinin kazancı ya da kaybı gibi görürse 2019’da duvara toslar, yanlış hesap milletten döner.

SONUÇ NE İFADE EDİYOR?

Hep vurguladığım gibi 16 Nisan bir seçim değil referandum. Referandum sonuçlarına bakarak ‘şu parti kaybetti, şu parti kazandı’ demek de dolayısıyla doğru olmaz. Sonuçların yakın çıkması AK Parti’nin 2019 seçimleri için iyi bir hazırlık yapması, zinde kalması, ‘Hayır’ diyenleri de dikkate alması sonucunu getirir. Daha dikkatli, yumuşak ve uzlaşmacı bir zemin üzerinden yürüyecek siyaset. Çünkü millet iradesi evetle hayırı birbirine mahkûm etti.
Bu sonuçlara bakarak ‘AK Parti düşüşe geçti’ demek doğru bir analiz değil elbette. AK Parti sonuçlara bakarak, belki kentlere daha çok önem verecek. Eğitimli gençlere ulaşmanın yollarını bulacak. Dünya ile entegrasyona daha çok önem verecek. AB ve ABD ile ortak çalışma imkânlarını araştıracak.
Sonuçlara bakarak ‘HDP eridi’ demek de yanlış. HDP büyükşehirlerdeki oyunu korudu. Sadece Doğu ve Güneydoğu bölgesinde halk PKK’ya sarı kart gösterdi. Bu kıymetli bir gelişme.
Bazı AB liderleri ‘Evet’ çıktı diye yas tutsa da AB ile ilişkiler akılcı bir zemine taşınacaktır. Alınan sonuç. Toplumsal bir dengeye işaret ediyor keza.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şimdi veda zamanı. 02 Ekim 2017 | 792 Okunma Doğan’ın FETÖ’ye esareti 13 Eylül 2017 | 354 Okunma Darbecilerle gerçekten hesaplaşıyor muyuz? 08 Eylül 2017 | 4.044 Okunma Elini görüyoruz İsrail! 06 Eylül 2017 | 274 Okunma Bayram bir fırsattır, iyi değerlendirelim 01 Eylül 2017 | 125 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar