Erteleme kaybettirir…
Kim ne derse desin, kim ne kadar inat ederse etsin. Ekim 2007’de cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin anayasa referandumu milletin onayından geçtiği gün, Türkiye yarı başkanlık sistemine adım...
Kim ne derse desin, kim ne kadar inat ederse etsin. Ekim 2007’de cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin anayasa referandumu milletin onayından geçtiği gün, Türkiye yarı başkanlık sistemine adım atmıştı. 2014’te yapılan seçimle ise Sayın Cumhurbaşkanı yüzde 52’lik halk desteğiyle seçildi. Ancak özellikle muhalefet partilerimiz cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği gerçeğini unutarak yahut görmezden gelerek hep eski sistemin devamını istediler. Sayın Cumhurbaşkanı da haklı olarak halkın kendisine verdiği yetkiyi kullanmaktan geri durmadı.
***
Türkiye’deki fiilî durum ‘yarı başkanlık’ ama anayasa, parlamenter sisteme göre düzenlenmiş. Gelinen noktada Türkiye iki seçenekten birine karar vermek zorunda. Birinci seçenek; cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini esas alarak Türkiye’nin yarı başkanlık veya başkanlık sistemine göre anayasasını değiştirmesi. İkinci seçenek; cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinden vazgeçilip eskisi gibi Meclis’te belirlenmesi, yetkilerinin azaltılması ve parlamenter sistemin güçlendirilmesi. Bu kararı siyasetçiler değil devletin sahibi olan millet vermelidir. Şahsi kanaatim odur ki; millet, ele geçirdiği cumhurbaşkanını seçme imkânını asla geri vermek istemez. Bu noktada siyaset kurumuna düşen görev ‘belirsizliği’ gidermektir. TBMM bu iki seçeneği milletin hakemliğine götürecek hazırlığı artık daha fazla zaman kaybetmeden yapmalıdır. Bırakalım bu kararı millet versin, ondan sonra da herkes çıkan sonuca saygı göstersin.