İstihbaratın önemi
Öncelikle yüce Allah’ın yardımı, sonra da bireysel liderlik vasfı ile Sayın Cumhurbaşkanı’nın milleti sokağa dökmesiyle darbe girişimi boşa çıkarıldı. Ancak önleyici istihbarat konusunda...
Öncelikle yüce Allah’ın yardımı, sonra da bireysel liderlik vasfı ile Sayın Cumhurbaşkanı’nın milleti sokağa dökmesiyle darbe girişimi boşa çıkarıldı. Ancak önleyici istihbarat konusunda kötü durumda olduğumuz ortada. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Darbe teşebbüsü haberini eniştemden aldım. Bunun bir istihbarat zaafı olduğu ne yazık ki ortada. Güçlü bir istihbarat bulunsaydı bu FETÖ olmazdı” sözleri bu zafiyete işaret ediyor.
Dün Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un benzer değerlendirmelerini dinledim. O da açık bir istihbarat zafiyetinden söz ediyor ve bunu bireysel, kurumsal ve yapısal olmak üzere üçe ayırıyor. Bence üç alanda da zafiyet var. Yapısal eksiklikleri ortadan kaldıracaklarını belirtiyor. Anahtar cümle şu: “Türk devletinin bütün yapısını sivil iradenin kontrolü altına alacak değişikliklerin yapılması zaruridir. İstihbarat çok vahim bir durumda.” Yani neredeyse devlet kurumları sil baştan yeniden kurulacak. Üç aylık OHAL döneminde bir yandan FETÖ’nün tamamen tasfiyesi sağlanacak diğer yandan da Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurumlarındaki tüm eksiklik-yanlışlık ve bozuklukları giderip neredeyse sil baştan yapılandıracaklar. Kurtulmuş’un ‘Öyle bir sistem kuracağız ki bir daha kimsenin aklının ucundan darbeye teşebbüs etmek dahi geçmesin” cümlesi önemli. İkinci anahtar cümle, “Devletin ele geçirilmesi gereken değil hizmet edilmesi gereken bir kurum şeklinde yeniden dizaynı şarttır.” Bu ifade önümüzdeki günlerde devletin yapısında neler yapılabileceğinin adeta özeti.