“Partili cumhurbaşkanlığı” dönemi…
Hükümeti kuran partinin genel başkanı olağanüstü kongreye gidiyor ve kendisinin aday olmayacağını açıklıyor. Yani, başbakanın ve hükümetin değişeceğini ilan ediyor. Memlekette hiçbir panik...
Hükümeti kuran partinin genel başkanı olağanüstü kongreye gidiyor ve kendisinin aday olmayacağını açıklıyor. Yani, başbakanın ve hükümetin değişeceğini ilan ediyor. Memlekette hiçbir panik, kaygı, korku yok. Ortalık gayet sakin. Piyasalara gelince, durumdan çok da etkilenmiyor. 1 Kasım seçimleri ile 4 yıl için iktidara gelen bir partinin genel başkanı; tartışmadan, kavgasız-gürültüsüz, kriz çıkarmadan belki de 4 yıl oturacağı başbakanlık koltuğunu bir dava arkadaşına kendi rızası ile devretmek için hazırlık yapıyor. Sayın Davutoğlu’nun yaptığı şey tarihte örnek gösterilecek müthiş bir siyasi olgunluktur. Bu tavır ve bu duruş makamları-mevkileri umursamamaktır. Kendisini kutluyoruz. Gösterdiği olgunluk her babayiğidin yapabileceği bir şey değildir.
Bu karardan sonra hem AK Parti teşkilatlarını hem de milletvekillerini çok rahatlamış buldum. AK Parti şu anda 22 Mayıs’ta gerçekleştireceği kongrenin hazırlıklarına odaklandı. Yeni bir genel başkan ve dolayısıyla yeni bir başbakan seçilecek. Akabinde ay sonuna kadar hükümet kurulacak. Tek genel başkan adayı çıkacak. Delegelerin ortak irade ile gösterecekleri bir aday bu görevi kabul edecek. Bu ismin 19-20 Mayıs’tan önce açıklanmayacağı kanaatindeyim. Ancak milletvekillerinin neredeyse tamamının fısıldadığı isim Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım. Kim genel başkan ve başbakan olursa olsun partili cumhurbaşkanı ile çalışacak. Anayasada yapılacak bir değişiklikle Sayın Cumhurbaşkanı, Atatürk-İnönü ve Celal Bayar gibi partili cumhurbaşkanı olacak.