29 Ekim... 15 Temmuz... Ve bir Ankara okuması...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu, 20. yüzyıl boyunca arka arkaya açılan savaşlarla Anadolu'ya sıkıştırılan Türk milleti ve Türk devletinin ebedi var oluşunun cümle âleme ilanı idi. Cumhuriyet, 1920'lerin...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu, 20. yüzyıl boyunca arka arkaya açılan savaşlarla Anadolu'ya sıkıştırılan Türk milleti ve Türk devletinin ebedi var oluşunun cümle âleme ilanı idi. Cumhuriyet, 1920'lerin dünyasında, Türklerin yok edilmesi projesine verilen milli bir cevaptı.
15 Temmuz ise 2016 şartlarında devleti ele geçirme ve ülkeyi işgal girişimine karşı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının millet olarak ayağa kalktığı geceydi. 15 Temmuz, devletin parçalanması planlarına 21. yüzyıl denkleminde de Türk milletinin asla geçit vermeyeceğinin canla, kanla tesciliydi.
Türkiye, son yurdumuz. Başı sıkışan her mazlumun sığınacağı tek liman da burası. Türkiye Cumhuriyeti'nden başka devletimiz olmadığı gibi, Türkiye dışında gidecek bir yerimiz de olmayacak. Kaderimiz, bu coğrafyaya kökten bağlı ve öyle kalacak. İşte bu yüzden, Türk devletini, Türk milletinin birliğini hedef alan her gelişme, sahnelenen her oyun bizi yakından ilgilendirmeye devam edecek. Gayet iyi biliyoruz ki dışarısı ne derse desin, hangi kurguyu yaparsa yapsın, mühim olan içerideki bütünlüktür. İçimizden vurulmadıkça yani içeriden operasyon yemedikçe dış merkezli hiçbir reçete bize işlemez.