Anamuhalefet... Milletin adamından korku... Halkla kavga..
CHP'nin 35. Olağan Kurultayı, 7 Haziran seçimlerinin sağlamasının neden 1 Kasım'da yapıldığını gösteren ibretlik bir toplantı oldu. Ülkede "muhalefet sorununun" devam ettiğini ispatlaması bir yana, olası...
CHP'nin 35. Olağan Kurultayı, 7 Haziran seçimlerinin sağlamasının neden 1 Kasım'da yapıldığını gösteren ibretlik bir toplantı oldu. Ülkede "muhalefet sorununun" devam ettiğini ispatlaması bir yana, olası koalisyonda ülkede bir de "hükümet sorunu" yaşanacağını teyit etti.
CHP'nin amacının, ülkede en geniş paydada uzlaşma sağlamak olmadığı, iddia edildiği gibi toplumsal tansiyonu düşürme misyonu taşımadığı da anlaşıldı. CHP yönetiminde, (gayretli bir iki isim dışında) asıl ajanda, AK Parti dönemi ile hesaplaşma, dosya arama, koz tutma üzerine kurulu idi! Daha da önemlisi, Cumhurbaşkanı ile sistemin ve milletin bağının zayıflatılması, Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında ikilik çıkarılması da öncelikli hedefler arasındaydı!
Öyle zannediyorum ki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 7 Haziran'da kıyısından köşesinden tuttuğunu sandığı iktidarı, 1 Kasım'da kaybetmesinin sorumlusu olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı görüyor! CHP Kurultayı'nda, anamuhalefet partisinin tek başına iktidar reçetesi sunmak yerine Cumhurbaşkanı'nı hedef alması, eleştiri sınırlarını aşacak şekilde işi hakaret boyutuna vardırması bu nedenle sürpriz değil. Zira sergilenen tablo, CHP liderinin ve etki eden güçlerin zihni arka planının dışavurumundan ibaret!
Kılıçdaroğlu bir proje olarak Mayıs 2010'da olağanüstü şartlarda kendisini genel başkanlığa taşıyan günlerde, ne vaat etmişti? "Yeni CHP!"
Bugünkü şartlarda yeni CHP'den söz edene rastlanıyor mu? İlk günkü "sakin gücü" gören var mı? Gelinen noktada yine "hırçın muhalefet çizgisinden" bahsediliyor. Değişime gelince... CHP Genel Başkanı, kaybettiği her seçimden sonra sadece "çalışma arkadaşlarını değiştiriyor!" Ekibi değişen, siyaset yapma biçimi dönüşmeyen bir anamuhalefet gerçeği var karşımızda.