Büyüme... Faiz artışı... Gerçekçilik...
Dün açıklanan büyüme oranının dikkate değer yanı yalnızca küresel çapta bir rekoru ifade etmesinden ibaret değildi. Aynı zamanda Türkiye'nin gerçek gücünü ve potansiyelini göstermesi...
Dün açıklanan büyüme oranının dikkate değer yanı yalnızca küresel çapta bir rekoru ifade etmesinden ibaret değildi. Aynı zamanda Türkiye'nin gerçek gücünü ve potansiyelini göstermesi bakımından da önemliydi. Geçtiğimiz yıl bugünlerde durmakta olduğu iddia edilen, bin bir karamsar senaryo yazılan Türkiye ekonomisi yine ezberleri bozdu.
Peki nasıl? Tabii ki sıcak gelişmeleri gören, doğru zamanda, doğru kararları alabilen siyasi irade sayesinde.
Türkiye ekonomisinin gerçek büyüklüğü, özveri ile çalışan özel sektörün enerjisini, siyasi iktidarın basiretli politikaları ile buluşturan sinerjiden kaynaklanıyor. "Coşkulu büyüyoruz, her şey toz pembe" demediğim çok açık. Lakin Türkiye ekonomisinin büyüme performansını küçümseyen, ısrarla faiz artışı baskısı kuran, büyümenin frenlenmesini isteyen, bulaşıcı kötümserlik yayan çevrelere karşı, meselenin "psikolojik boyutuna ve moral yönüne" dikkati çekmeye çalışıyorum.
TBMM'deki bütçe görüşmeleri sırasında Maliye Bakanı'nın, kendisine laf atan CHP'li vekillere seslendiği gibi... "Merak etmeyin, bu büyümeden, refah artışından sizler de istifade edeceksiniz!"