Ekonomide yapısal dönüşümün sinyalleri
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la Kazakistan dönüşü yaptığımız sohbetin önemli bir bölümünü de "ekonomi" oluşturdu. Cumhurbaşkanımız, ekonominin büyüme dinamiklerini çok...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la Kazakistan dönüşü yaptığımız sohbetin önemli bir bölümünü de "ekonomi" oluşturdu. Cumhurbaşkanımız, ekonominin büyüme dinamiklerini çok önemsiyor. Beklentileri yüksek. Bu noktada bankalara büyük görev düştüğünü düşünüyor. 2019'a kadar uzanacak "icraat planlarını" ise Başbakan'ın kendisine yapacağı sunumdan sonra masaya yatırmaya hazırlanıyor. Hafızasında Mayıs-Haziran 2013 dönemi özel bir yer tutuyor. Gezi Olayları sırasında Türkiye'nin uğradığı siyasi ve ekonomik operasyonu hiç unutmuyor. Merkez Bankası rezervlerinin seviyesini, faizlerin geldiği noktayı, ekonominin bütününe ilişkin olumlu algıyı hatırlatıyor. Astana'da görüştüğü Venezüella Devlet Başkanı'ndan dinledikleri de Türkiye'nin 4 yıl önceki deneyimi ile birebir örtüşüyor.
Türkiye'nin orta gelir tuzağına düşmemesi, 2023, 2053, 2071 hedeflerine ulaşması, kritik alanlarda milli kapasitesini artırmasını ve uzun vadeli güvenilir dış kaynak bulmasını da gerektiriyor. Bu nedenle, pozitif bir gündem oluşturulması ve ülkenin inançlı kadrolarının bu ekonomik ajandanın peşinden koşması da önem taşıyor. Elimizdeki en güçlü enstrümanlardan biri "Türkiye Varlık Fonu" (TVF). Geçtiğimiz hafta yazdığım tespitler ve önerilerden sonra Sn. Cumhurbaşkanımızın da TVF'nin reorganizasyonundan söz etmesi dikkate değerdi. Fon, mutlak uyumlu isimlerle çalışmalı. Kurulacak "alt fonlar" ve görev alacak kadrolar da artık belirlenmeli. Bu isimler yerli ve milli karakterin yanında, küresel finansal şirketlerde bugün bile iş yapacak liyakatte olmalı. Yönetim Kurulu'nun, Fon bürokrasisi kuruluncaya kadar Fon'u birlikte yönetmesinin -ister istemez- gereklilik olduğu