Koalisyon şartlarının durum raporu
7 Haziran gecesinden bu yana siyasetin sıcak başlıkları kamuoyunu meşgul ederken, devlet aklının soğukkanlı tarzı da devreye giriyor. 5 günlük rapor özeti şöyle: İlk günün şoku...
7 Haziran gecesinden bu yana siyasetin sıcak başlıkları kamuoyunu meşgul ederken, devlet aklının soğukkanlı tarzı da devreye giriyor. 5 günlük rapor özeti şöyle:
İlk günün şoku yavaş yavaş atlatılıyor.
Toplumda stres boşalmasının rahatlığı yaşanırken, yeniden reel ve ağır gündeme dönülüyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, anayasal sınırlar içinde, koalisyon görüşmeleri ve hükümet kurma çalışmaları noktasında "devlet adamı" kimliği ile "kolaylaştırıcı rol oynayacağı" görülüyor.
Tüm siyasi partiler istemeye istemeye gidilecek "erken seçimi" yedekte tutarken, AK Parti'de "kongre sürecine" ilişkin egzersizlere ağırlık veriliyor.
AK Parti iç dinamikleri "koalisyon olacaksa" CHP seçeneğini, MHP'den önde tutuyor. "Büyük Koalisyon" diye tanımlanan bu modele, küresel sistemin ve piyasaların da kredi açacağı konuşuluyor. CHP'nin hükümet arayışı ile örtmeye çalıştığı seçim başarısızlığı ve üst perde pazarlık marjı da göz ardı edilmiyor. Halk Partisi'ndeki eşgüdüm sorununun yanısıra İstanbul sermayesi ve paralel yapının etkisine açık olacağı iddiası hâlâ kuşku kaynağı olarak ön plana çıkıyor.
MHP yönetimi, diğer seçenekler denendikten yani neyin olmayacağı belli olduktan sonra AK Parti ile görüşmeye kapı aralıyor.
HSYK ve Yargıtay seçimlerinde tesis edilen koalisyonun "hükümet denkleminin çözümünde" örnek olacağı savunuluyor. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin partisine ve grubuna hâkim olma gücü, koalisyonda çatlak yaşanmaması için önemseniyor. Çözüm Süreci ise sadece bir partinin meselesi olmaktan çıkıyor.