Koç grubu üzerine...
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç'un ani vefatı, toplumun farklı kesimlerini buluşturan cenaze töreni ülkemizde genellemeye dayalı bazı ezberleri bozmaya vesile oldu...Gezi olaylarından bu yana kimyası...
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç'un ani vefatı, toplumun farklı kesimlerini buluşturan cenaze töreni ülkemizde genellemeye dayalı bazı ezberleri bozmaya vesile oldu...
Gezi olaylarından bu yana kimyası bozulan Türkiye, örtülü veya açık muhalefetin, bir diğerinin gölgesine saklanılarak yapılabildiği gerçeğiyle de yüzleşti. Sivilleşmeyi içselleştiremeyen vesayet ortakları, Ankara'nın son dönem süreç okumalarında belirleyici faktör haline geldi. İşte bu yüzden milletin iktidar olduğu ama muktedir olamadığı günlerin bedelini ödeyerek bugünlere gelen siyasi temsilcileri hemen her soruna gardını alarak yaklaşmak zorunda kaldı. Haklı kaygılar bir süre sonra aşılması güç bariyerler kurulmasına yol açtı.
***
AK Parti hükümetleri ile Koç Grubu arasındaki ilişkiler de kökü tarihin derinliklerine uzanan problemlerden etkilendi. Anadolu sermayesinin AK Parti ile anlam ve güç kazanması karşısında yerleşik sermaye grupları çoğunlukla kuşkucu veya mesafeli durmayı tercih etti. Daha çok TÜSİAD üst kimliği ile kurumsallaşan bu direnç, zamanla bünye içinde sorgulamayı da beraberinde getirdi. Ekonominin büyümesinden en fazla yararlanan grupların, siyasi iktidara en fazla direnen odaklar olması başlı başına çelişki idi. Neden? Çünkü onların da önyargıları vardı!
***
Koç ailesinin küresel ölçeği, iş yapma ve planlama biçiminden kaynaklanan duruşu da Ankara'da bir dizi yanlış anlaşılmayı tetikledi. Örneğin, Başbakanlığı sırasında Tayyip Erdoğan'ın muhtelif davetlerine Koç Grubu'nun katılımı "aile" düzeyinden ziyade, "profesyonel yönetici" düzeyinde gerçekleşti. Onlara göre, randevu takvimleri çok öncesinden düzenlenmişti! Oysa siyaset kurumu, son anda bile gelişse önem verdiği toplantılara iştirak edilmemesini yadırgadı. İşte bu noktadan itibaren dört faktör devreye girdi: