‘Vizyoner...’ Ve ‘Televizyoner’
Sabah Gazetesi Yazarı Okan Müderrisoğlu'nun bugünkü (05.11.2022)''‘Vizyoner...’ Ve ‘Televizyoner’'' başlıklı yazısı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı "Türkiye Yüzyılı" programı daha ilk günden siyasi rekabeti derinden etkiledi. Etkilemekle kalmadı, "Vizyoner" ile "Televizyoner" tartışmasının da fitilini ateşleyiverdi.
Bir yanda...
Cumhuriyetin 100. Yılını eserlerle taçlandırmaya çalışan ve Türkiye için asırlık gelecek vizyonu çizen bir "liderlik."
Diğer yanda...
Günlük, politik, kısır söylem ve iddialarını tekrarlamak adına ekranlara odaklı "televizyoner genel başkanlık!"
Maalesef Sn. Kemal Kılıçdaroğlu, parti siyasetinde gösterdiği mahareti, aradan geçen 12 yılda -sayısız fırsata rağmen- Türkiye siyasetinde gösteremedi. 2019'daki yerel seçimler "CHP ve Dostları" için -az da olsa- bir umut ışığı yaktı. Ama son üç yılın gelişmeleri gösterdi ki...
Konjonktürel başarılar yetmiyor.
İstanbul'dan üretilmeye çalışılan politik aktörlük Ankara'da boğuluyor.
Kemal Bey, kendi eliyle -ama kulağına fısıldandığı şekliyle- sahneye çıkardığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun önünü kesmek için harcadığı mesaiyi, 2023 seçimleri için harcamıyor!
Hiç aklında yokken Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş bile -yedekten oyuna girerek- Türkiye'yi yönetebileceğini söyleyen çevrelerin gazıyla ciddi ciddi heyecanlanıyor!
Gelgelelim...
CHP'li belediyelerin performansı, 6'lı masa için bir an açan güneşi, partilerin içindeki karabulutların gölgesinde bırakıyor.
Örneğin İstanbul...
Marjinal sol sınırlarda ve milletin sinir uçlarında dolaşan, açığa alınmış il başkanı ile.
16 milyon İstanbulluya hizmet vaadiyle yola çıkıp, sadece kendi kariyerini ve bireysel konforunu düşünen muhteris belediye başkanı ile...
Seçim kazandırdığı düşünülen siyasi ortaklara dağıtılan makamlar ve paylaştırılan kent rantı ile...
Hasılı...
Günü ve gemisini kurtaran zihniyetin türlü örnekleri ile...
Öylesine dağınık, öylesine küçük çıkarlara odaklı, hatta siyasi rövanşizme hazırlıklı duruyor ki... Böylesine karmaşık yapıya Türkiye'yi teslim etmek, maceradan başka bir anlam taşımıyor.