Yüksekova... Silaha rağmen yatırım!
Türkiye, teorik çalışmanın bol ama "iş yapmanın çok zor olduğu" bir ülke. İddia ederim ki bu memlekette el atılacak herhangi bir konuda daha önce tartışma geçmemiş veya çalıştay...
Türkiye, teorik çalışmanın bol ama "iş yapmanın çok zor olduğu" bir ülke. İddia ederim ki bu memlekette el atılacak herhangi bir konuda daha önce tartışma geçmemiş veya çalıştay düzenlenmemiş olsun! Tabii mühim olan, "konuşma değil, işi yapabilme kabiliyeti!" İş deyince, biraz daha somutlaştırayım ve "yatırım" diye sınırlandırayım.
Yatırımın planlanması, programa alınması, ödenek bulunması, ihale şartnamesinin hazırlanması, çevresel risklerin hesaplanması, ihaleye çıkılması, sözleşme imzalanması, yer teslimi yapılması, imalata başlanması, her bir aşamada farklı iddia, ispiyon veya isnatla uğraşılması, hukuki ihtilafların giderilmesi, alandaki beklenmedik durumlara çare üretilmesi... Ama mese- le bununla da bitmiyor, işin "güvenlik!" yönü yeri geliyor her şeyin önüne geçebiliyor.
İşte size en canlı örnek, "Hakkâri Yüksekova Havalimanı."
Hakkâri'yi dünyaya bağlayacak, çehresini değiştirecek bu projenin öyküsü, Türkiye'nin "terör tarihi" kadar dikkate değer. Namlunun ucunda demokrasinin güçlüğüdür sözünü ettiğim!
Faiz ve kur üzerinden yorum yapanların onda dokuzunun gitmediği veya umursamadığı bir coğrafyadan bahsediyorum. Bir puan faiz için kırk dereden su getirip sağa sola akıl veren finans cambazlarının, kredi açmaya değer bulmadığı, gayrimenkulünü ipoteğe kabul etmekten kaçındığı bir yörenin kaderinin dönüm noktasından naklediyorum.