Zihni detoks veya siyasi karantina...
2020 öyle sert başladı ki... Libya krizi, Doğu Akdeniz gerilimi, deprem fırtınaları, İdlib'deki büyük oyun ve verdiğimiz şehitler, kutsal Kudüs'ün ilhakının hüznü, Van Bahçesaray'da metrelerce kar altında yüreklerimizi yakan can kayıpları...
Her seferinde, "Allah beterinden saklasın" diyor, rahmet ve acil şifalar dileklerimizi paylaşıyoruz. "Yüce Mevlâm, devlete ve millete zeval vermesin" diye dua ediyoruz. Binlerce yıldır, büyük sınamalara sahne olan Anadolu ve Ortadoğu coğrafyası, bizim nesle denk gelen bu dönemde yine tarihi imtihanlardan geçiyor. Milli dayanışmanın ortak paydası her zamankinden daha fazla önem kazanıyor. İşte bu noktadan hareketle, memleketi idare edenler ağır sorumluluk altında iken Ankara'da hız kazanan kimi faaliyetlerin anlamsızlığına değinmek istiyorum.
Konuyu da AK Parti ve çevresine odaklıyorum.
*** Baştan belirteyim...
AK Parti mevcut zorlu şartlar altında, "liderlik gücü ve milletteki karşılığı" ile yol alıyor.
Yani...
Başkan Tayyip Erdoğan'a içeriden yönelen