İlker Başbuğ'a açık mektup

SAYIN Komutanım, bu mektubu sadece bir gazeteci olarak değil, bir zamanlar komutanızda görev yapmış bir silah arkadaşınız ve aynı mahkeme salonlarında sizinle birlikte mücadele etmiş bir dava arkadaşınız olarak...

SAYIN Komutanım, bu mektubu sadece bir gazeteci olarak değil, bir zamanlar komutanızda görev yapmış bir silah arkadaşınız ve aynı mahkeme salonlarında sizinle birlikte mücadele etmiş bir dava arkadaşınız olarak yazdım. 15 Temmuz ile ilgili yapılan çok sayıda değerlendirmenin içinde, sizin bir cümleniz bence çok çarpıcı bir detay içeriyordu. Dediniz ki, “hainleri general yapmışız, kahramanları astsubay...” Bu, her ne kadar liyakat sistemi ve askeri eğitim kurumlarına yönelik çok köklü ve genel bir eleştiri olsa da makamınız nedeniyle kişisel bir özeleştiriyi de barındırıyordu. Bu yönüyle cesurca ve çok değerliydi. Sistemin oluşmasını kolaylaştırdığı, hatta yarattığı pek çok sorundan biridir 15 Temmuz. Burada sizden, özeleştirinizdeki samimiyete paralel olarak adımlar atmanız beklenir. Öncelikle de en çok zedelenen silah arkadaşlığı kavramının onarılması için... Sizin de pek yakından bildiğiniz, astsubayların bazı mağduriyetlerinin giderilmesi için, Genelkurmay ve Hükümet nezdinde girişimlerde bulunabilirsiniz. Emekli maaş oranlarındaki adaletsizlikten başlayabilirsiniz. Bir subay emekli olunca maaşının %80’ini alırken bir astsubay sadece %45’ini alabilmektedir ve bu sorunların sadece bir tanesidir. Bu ve benzer adaletsizlikler silah arkadaşlığı kavramına ağır zarar vermektedir. Sizin bu konudaki bir girişiminiz, kamuoyunun farkı kesimlerinden yaygın bir destek bulacak ve belki de olumlu sonuçlanacaktır.Komutanlar öncüdür. Bir zamanlar emir komuta ettiğiniz kahramanlar, sözünü ettiğiniz hatanın düzeltilmesi için bir adım atmanızı da bekler. Saygılarımla...

GEÇMİŞİN BÜYÜSÜ

MUSTAFA Pamukoğlu’nun “Beklenmeyeni Bekleyin” başlıklı, ilham verici yazısından sonra geçmişe özlemin tuhaf psikolojisi üzerine birkaç söz etmek istiyorum...

İnsanoğlunun en eski hastalıklarından biridir geçmişe özlem. Yarın ne olacağını bilmediği için geçmişte yaşanan ya da yaşandığını varsaydığı günlere özlem duyarak moral bulur.

Eski bayramları özleyen birey, mesela yazdıktan belki bir ay sonra cevabını aldığı mektuplar ve sırayla bağlattığı şehirlerarası telefon görüşmelerine karşılık bugünün iletişim hızını düşünmez. Onun hafızasında dostluk, dayanışma, komşuluk ilişkileri gibi şeyler vardır. Ki, herkesin herkesten anında haberdar olduğu, bir mağduriyetin internet üzerinden anında milyonlarca kişiden yardım görmesi gibi bugünün olanaklarını da göz ardı eder. Ve yarının yarattığı endişe ve her şeyin bugünden daha iyi olması umudu ile iyice abartılmış hayali geçmişi kutsar.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
HDP turnusoldur 17 Mayıs 2020 | 45 Okunma Gerekçesiz gerekçe 08 Eylül 2019 | 134 Okunma Savaşçılar, askerler ve diğerleri 01 Eylül 2019 | 200 Okunma Kayyım çözüm mü 25 Ağustos 2019 | 235 Okunma Irak'ta neler oluyor 14 Temmuz 2019 | 616 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar