Karışık
İşler karışık, kafalar karışık, açıklamalar karışık. Her şey karışık... Dışişleri Bakanı, “Suriye’de ABD ile birlikte hareket edeceğiz” dedi. Son zamanlarda...
İşler karışık, kafalar karışık, açıklamalar karışık. Her şey karışık... Dışişleri Bakanı, “Suriye’de ABD ile birlikte hareket edeceğiz” dedi. Son zamanlarda ağızlarını büzüşlerinden Ömer diyecekleri anlaşılıyordu aslında. Bir sağa bir sola yalpalıyorlardı. Hatırlayın...
Türkiye ABD’nin silah verdiği PKK’ya karşı operasyon yapıyor, Rusya-İran ve Irak ile açıkça, Suriye ile de örtülü olarak işbirliği yapıyordu. Hepsi ile en büyük ortak yanımız ABD’ye karşı oluşumuzdu... Bu arada, savaşı kaybeden ABD, casus krizi ile başlattığı uluslararası anaforun yarattığı dalgaya binerek bir kimyasal silah yalanı çıkardı. Sonra bu yalana dayanarak Suriye’yi vurdu. İran ve Rusya bu saldırıya karşı çıktı. Bizimkiler ise karmakarışıktı...
Hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ, ABD saldırısına destek verdi ve şöyle dedi: “Ne ABD ne Rusya...”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise hem ABD saldırısını destekledi hem de Rusya ve İran ile işbirliğinin süreceğini açıkladı. Yani “Hem ABD, hem Rusya” dedi.
Başbakan Binali Bey, “Alçak Esed kimyasal silah kullandı, bu saldırı geç bile kaldı” dedi ve ABD-Rusya gerginliği hakkında da “dostlarımız işleri daha da karmaşık hale getirmesinler” buyurdu.
Cumhurbaşkanı hazretleri ise önce “kimyasal silah kullanan katil Esed” dedi, arkasından bir şüpheye düştü “kim kullanmış olursa olsun” dedi, bunun da arkasından “kimyasal kullanmasa ne olur, konvansiyonel silah kullanmış olsa bile” diyerek saldırıyı onaylamaya devam etti. Baktı ki, kendi tabanında da çatlak büyüyor, ABD’yi kast ederek “12 bin km öteden gelip ne yapıyorsunuz” deyiverdi. İşte tam bu arada, Devlet Bahçeli, tıpkı 2002’de yaptığı gibi tam ABD’nin istediği gibi erken seçim ilan etti.