Kışkırtma
Bir toplumsal kışkırtma, filmlerdeki gibi, rozetini kemerine takmış CIA ajanlarının kendini takdim edip, “haydi sokağa çıkıp şu rejimi değiştirelim” demesiyle olmaz. Ama... Yerli piyonları tarafından...
Bir toplumsal kışkırtma, filmlerdeki gibi, rozetini kemerine takmış CIA ajanlarının kendini takdim edip, “haydi sokağa çıkıp şu rejimi değiştirelim” demesiyle olmaz. Ama... Yerli piyonları tarafından hazırlanır. Zaten var olan ama devleti yıkma gerekçesi olamayacak ekonomik sorunlar, etkisi azalmış mezhep ve etnik temelli uyuşmazlıklar, hatta tuzu kuru entelektüellerin körüklediği genel geçer şeyler bu iş için sömürülür ve yıkıcı bir harekete dönüştürülür... Adı üstünde kışkırtma. İmal etme değil, var olan bir sorunu kaşıma, büyütme, yönlendirme.
Misal: Londra’daki MI6 merkezinde yapılan darbe planını, CIA ajanı Kermit Roosvelt yürütüyordu. “Bir Ekonomik Tetikçinin İtiraflarında” durum şöyle anlatılıyor: “Musaddık’ın petrol gelirlerini millileştirmesine karşı ordu göndermekten korkuyorduk. Onun yerine cebinde birkaç milyon dolarla Başkan Rossvelt’in akrabası olan CIA ajanı Kermit Roosvelt’i gönderdik...” Birkaç ay sonunda, başında General Zahidi’nin olduğu bir sokak çetesi Musaddık’ı tutukladığında ,’Vay be ne kadar kolay oldu’ diye