Aslında neyi konuşuruz?
Sözün olgudan olaya kaydığı yerde değer erozyonu da yaşanır. Olay doğası gereği tek bir açıdan görülüp anlatılamaz. Olgusal bakış, olaydaki mümkün bütün açıları...
Sözün olgudan olaya kaydığı yerde değer erozyonu da yaşanır. Olay doğası gereği tek bir açıdan görülüp anlatılamaz. Olgusal bakış, olaydaki mümkün bütün açıları anlatıcının insiyatifine bırakmadan sağduyunun korumasına teslim etme derecesidir. Olayın tecrübesi yoktur fakat olgu tecrübenin ipeğiyle dokunmuştur. Türkiye’de mesela şiir üzerine konuşmanın gittikçe olgusal açıyı kaybettiği görülmektedir. Olaya bağlı kalınca, şahıs yüceltmelerine, dedikodulara, çevre ve ideolojik cenah tercihleri kadar yok saymalara, düşünsel kanadı zayıf söz çatışmalarına kapılmaya kadar kapılar açılmaktadır. Eleştirinin bir hükmü yoktur orada. Dil, kültür, tarih, felsefe, estetik birikimle bezenip esere yoğunlaşması gereken eleştiri, kendi vasfına bürünemediği...