Bir burnun önündeki duvar...

Burnunun önünde sıva gözenekleri iyice belirginleşen duvar yükseliyordu. Usta biri yapmamıştı belli ki sıvayı. Kum iyi elenmemiş, çimento ve diğer sıva malzemesi dengeli kullanılmamıştı. Bu...

Burnunun önünde sıva gözenekleri iyice belirginleşen duvar yükseliyordu. Usta biri yapmamıştı belli ki sıvayı. Kum iyi elenmemiş, çimento ve diğer sıva malzemesi dengeli kullanılmamıştı. Bu hâliyle sinir bozucuydu. Belki de böylesi amaçlanmıştı. Ona bakan iyice paniğe kapılsın istenmişti. Duvarın sert ve olumsuz duygusu daha da artsın diye düşünülmüştü. Biraz, biraz daha itilecek olsa artık gözenekler birer işkence odasına dönüşecek, nefes alıp vermek güçleşecek, beynin kıvrımları geniş bir arazide uzanan çok uzun bir ip gibi gerilecekti. Kimse yaşamak istemezdi daha itilmeyi. Ne var ki garantisi yoktu. Zaten itile itile sıva gözeneklerinin yaralı bir yüz gibi hissedildiği mesafeye gelmişti.Önceden böyle değildi. O buraya, bu duvarın önüne bir burun mesafesi kadar sıkıştırılmadan önce uzayın...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Trenle yolculuk eden adam... 19 Kasım 2024 | 86 Okunma Sezai Karakoç aralıkları… 16 Kasım 2024 | 63 Okunma İş esasa gelip dayandığında… 12 Kasım 2024 | 30 Okunma Sandalye ve ceket ya da…Kalk gidelim… 09 Kasım 2024 | 44 Okunma ‘Şiir yardım edecek kadar güçlü müdür?’ 05 Kasım 2024 | 42 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar