Bir dakika
Bir, sadece bir dakikayı yaşatacağım sana. Bu zor olmayacak. Alnına değen sevgi sıcaklığında bir el düşün. O elin sıcaklığından hissedersin niyetini. Benim bir dakikam da öyle. Az evvel nazlı bir badem...
Bir, sadece bir dakikayı yaşatacağım sana. Bu zor olmayacak. Alnına değen sevgi sıcaklığında bir el düşün. O elin sıcaklığından hissedersin niyetini. Benim bir dakikam da öyle. Az evvel nazlı bir badem ağacından dikkatle yolunmuş bir avuç dolusu çağla hayal et bir an. Her bir çağla tanesi nasıl gönülden teslim oldular sana geleceklerini hissettikleri için. Bitkilerin, ağaçların, meyvelerin, nesnelerin sıcaklığı var. Gözün sıcaklığı neyse sesin sıcaklığı bile var. Onun sayesinde hayat saçılır dört bir yanımıza. Büzüşmüş bir nesne nasıl kalbi olumsuz etkilerse sıcaklığını yitirmiş bir meyve de dimağa neşe katmaz. Her anımız, ömrümüzün her dakikası bir meyve tazeliğinde. Ona sıcaklık katan bizim uyanık şuurumuz. O şuurun bir dakikası hiç bir okulda öğrenilmez. Kalpten kalbe geçer o.
Yaşamak bilmek demektir. Yaşadığından şüpheye düştüklerinin burnuna ayna tutarlar. Buğu oluşmuşsa hayattadır. Sana sunacağım bir dakika da böyle. Burnuna nazikçe tutulmuş ayna. Yaşa demek için yaşıyorsun demek için. Yaşayalım demek için. Kötülüğe boğulmuş bir dünyayı kovalayacak uzaklık da kalmamışken hiç bir yerde. Bir dakikaya sığalım. Sığınalım.
Geçen hafta sonu rüzgar her şeyi...