Bir kereliğine kültür…
İçinde yaşadığımız çağın kültür bakımından büyük handikaplarından birisi de bir kereliğine kültür sorunudur. Hemen her şeyin günlük ihtiyaçlar ve hızlı...
İçinde yaşadığımız çağın kültür bakımından büyük handikaplarından birisi de bir kereliğine kültür sorunudur. Hemen her şeyin günlük ihtiyaçlar ve hızlı tüketim üzerine kurulduğu bir sistemde kültür gibi kırılgan ve savunmasız bir olgunun bu döngüden kurtulması beklenemez. Yalnız burada çarpıcı olan kültürün seçkinler değil daha çok kitleler tarafından bir kereliğine kültür olgusuna dönüştürülmesidir. Özünde seçkinci olan kültür dünyası, teknolojinin yaygınlaşması ve sosyal sınırların ortadan kalkması sebebiyle bu vasfını sürdürememekte, kültürün ontolojik alanı sürekli irtifa kaybetmektedir. *** Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa tablosu kitle için anlık ve bir kereliğine tüketilen bir kültür nesnesidir mesela. İhtiyaç sahibi, anında dijital bir ortamda ona ulaşabilmekte, resim sanatının bütün değerlerinin dışında onu istediği forma sokmakta, sanatın ana ereklerinden birisi olan estetik temas aradan çekilmekte, o kişi, ressamı sadece popüler kültürün bir unsuru olarak görmektedir. Aynı durum Cemal Süreya’nın herhangi bir şiiri, Oğuz Atay’ın herhangi bir cümlesi, herhangi bir Avrupa şehrindeki tarihi bir yapı için de sonuna kadar geçerlidir. Meşhur köprünün önünde selfie çekildikten, şairin şiiri yalan yanlış paylaşıldıktan, romancının sözü dayanak olarak kullanıldıktan sonra amaca ulaşılmış olmaktadır. Bir tür kültürel yağma dönemini yaşıyor dünya. Kültürel kodlar hızla söndürülüyor, bu kodlar sayesinde sağlanacak ruhsal akış engelleniyor.