Bir şehre nasıl bakılır
Kültürel panik dönemlerinde sıkça başvurulan yollardan biri de mekanı kutsallaştırmaktır. Böylelikle hem mekan üzerindeki olumsuzlukların üstü örtülür hem de sorumlular masumlaştırılarak...
Kültürel panik dönemlerinde sıkça başvurulan yollardan biri de mekanı kutsallaştırmaktır. Böylelikle hem mekan üzerindeki olumsuzlukların üstü örtülür hem de sorumlular masumlaştırılarak kurtarıcı ilan edilirler. Cumhuriyetin ilk yıllarında makul bir idealleştirme gibi gösterilen Ankara kutsaması bu yolun en tipik örneklerindendir. Ne var ki kutsallaştırma, karşıtı olmadığı, yaratılmadığı sürece işlevsizleşir. Karşıt, elbette İstanbul ve onun temsil ettiği bütün değerlerdir burada. Böylelikle, yeni şehrin vasıfsızlıklarının üstü örtülmekte, içerdiği ontolojik boşluk doldurulmaktadır. Anadolu’da kökü neredeyse beylikler dönemine kadar uzanan bir şehir kutsama alışkanlığı vardır. Antep, Urfa’ya, Erzurum, Karsa göre kutsanır. Bu bir yarış değil sonunda özü iktidarla özdeşleşmiş bir güç oyunudur. Büyük şehirlerde hemşehricilik duygusu olarak açığa çıkan bu durum, ‘öteki’ye göre yine kendisini yüceltme fikrine dayanır.