Bir yurt hikâyesi ya da yoksulluğun ekolojisi
Karar Gazetesi Yazarı Ömer Erdem’in bugünkü (18.01.2022) ‘’ Bir yurt hikâyesi ya da yoksulluğun ekolojisi’’başlıklı yazısı.
Bir genç insan, bir doktor adayı geçen hafta canına kıyarak bu dünyadan ayrıldı. Ferdî olarak onca karmaşa ve çözülemeyecek sırlı bileşenlerle örülmüş böylesi ölümler giden kadar muhatapları için mutlak mesajlar taşır. Kendiliğinden toplumsaldır intihar ve tarihin sahiline ateşin köpükleri ile çarpar durur. Sağduyulu toplumlar ölümün bir bıçak gibi kemiğe battığı böyle hâllerde bilgi, eleştirel akıl ve sorumluluk bilinci ile hareket ederler. Ferdin öyküsünden cemiyete, cemiyetin karakterinden ferde dalışlar yaparlar. Böyle bir niyet ve çaba içinde davranmadığımız için olacak ki ancak aktüalite yoğunluğu kadar konuşulur bizde intiharlar. Sonra da tekrarın o vahim dalgalanışı başka başka kıyılarda gezer durur.
Yıllar yıllar evvel, neredeyse bir kırk yıl önce mesela bir genç adam üniversite sınavında başarılı olmuştu. Doğduğu yerde çok az kişi erişirdi buna. Sıradan bir devlet memurunun çocuğuydu. Çok çocuklu ailenin içinde sadece o eğitimini sürdürmüştü. Şimdi taşradan çıkacak, büyük Anadolu şehirlerinden birisinde üniversite okuyacaktı. İlkin kayıt yaptırmaya gitti. Okulun yurdu vardı ama çok büyük bir üniversite olduğu için yeterli gelmiyordu. Özel yurtlar pahalıydı. Otelde kalamazdı. Misafirhane imkânı yoktu. Ne yapacağını bilmiyordu bu durumda, yine de devlet yurduna müracaat etti. Okul yakın zamanda açılacaktı. Başvurusu olumsuz sonuçlanmıştı. Belki de tek maaşlı sıradan bir memur çocuğu olduğundan daha yoksullar arasına girememişti. Bir çözüm mutlak şarttı.