‘Büyük Ağa Tarık Buğra’
Ömrümün unutulmaz vakitlerinden birini Cağaloğlu’nda bir akasya ağacının altında Tarık Buğra ile geçirdim. Onunla benim için her yönden sembolik yerde karşılaşmadan önce neredeyse bütün...
Ömrümün unutulmaz vakitlerinden birini Cağaloğlu’nda bir akasya ağacının altında Tarık Buğra ile geçirdim. Onunla benim için her yönden sembolik yerde karşılaşmadan önce neredeyse bütün kitaplarını okumuştum. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde devam eden öğrenciliğimi biraz da onun öğrenciliğine benzetiyordum. Benim de aklım okulda değil dışarıdaydı. Üniversiteye büyük heyecanlarla koşmuştum ama ilk ders günü kararımı vermiştim. Buradan bir şey çıkılmazdı. Ne varsa dışarıda vardı. Benim için dışarısı o yıllarda Babıali, Cağaloğlu ve elbette Sezai Karakoç’un yanıydı. Yine bir okul dönüşü Diriliş’in herhangi bir işini halletmek için Molla Gürani Camii’nin oralardan geçiyordum. Birden bir ağaç ve bir adam dikkatimi çekti.