Çok basarken çok satmak sarmalı...

Yayın dünyasını çok basmak ve çok satmak iştahı basalı beri çoğu yazarın ve yayıncının karakteri değişti. Yazar, gece gündüz ne yazacağını, nasıl bir dil ve üslup...

Yayın dünyasını çok basmak ve çok satmak iştahı basalı beri çoğu yazarın ve yayıncının karakteri değişti. Yazar, gece gündüz ne yazacağını, nasıl bir dil ve üslup geliştireceğini düşünen adam olmaktan uzaklaştı. Kültürel tutum hızla geri düşer elbette böylesi bir durumda. Bir yaratı ve tutum işi olan yazarlık, türü ne olursa olsun özünde kültürel bir faaliyet olan yayıncılık, sosyolojik kodları kollayan bir üretim hatta girişim meselesi olur. Hangi konu ne şekilde yazılırsa tutar sevdasına kapılır, öyle yazar. Geleneğini sürdüremeyen ve ekonomik ve kültürel bağlamda kurumsallaşamayan yayınevleri de işin kolayına kaçarlar. Alttan alta sebebi oldukları pek çok bozuluşun da çanağı durumuna gelirler. Haydi Osmanlı dönemini bir yana bırakalım, Cumhuriyet’le yaşıt ve bugün itibar sahibi bir tek yayınevi bile olmaz mı? Bu hatırdan çıkarılacak kadar basit bir gösterge mi? Ne kitabın çok basılmasına, ne de yazarın para kazanmasına karşıyız. Ancak, bileşik kaplar kanunu gibi üretim ile tüketim arasında doğal bir dengenin olması gerekiyor. Bu dengenin kurulduğu yer, o toplumun kültür ve sanat ortamıdır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Trenle yolculuk eden adam... 19 Kasım 2024 | 86 Okunma Sezai Karakoç aralıkları… 16 Kasım 2024 | 63 Okunma İş esasa gelip dayandığında… 12 Kasım 2024 | 30 Okunma Sandalye ve ceket ya da…Kalk gidelim… 09 Kasım 2024 | 44 Okunma ‘Şiir yardım edecek kadar güçlü müdür?’ 05 Kasım 2024 | 42 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar