Gıda meselesi ya da patates...
Tevfik Fikret’in Han-ı Yağma ve Mehmet Akif’in Safahat’ındaki bazı bölümleri saymazsak tabiatı gereği şiir sofradan ve iştahtan pek söz açmaz bizde. Fikret başkalarının hakkını...
Tevfik Fikret’in Han-ı Yağma ve Mehmet Akif’in Safahat’ındaki bazı bölümleri saymazsak tabiatı gereği şiir sofradan ve iştahtan pek söz açmaz bizde. Fikret başkalarının hakkını yağmalayışı kıyasıya eleştirirken Akif toplumsal birliğin vasıtası sayar yiyip içmeyi. Asım’ın bir bölümünde düğün sofrası gökyüzünü inleten zurnalarla açılır. Gıda, yemek, sofra romanın konusudur daha çok. Hatta roman edebiyatın sofrasıdır denilse yeridir. Romanımızın kurucu metinlerinden Mai ve Siyah’ın başında detaylı bir sofranın bulunması tesadüf sayılabilir mi? Knut Hamsun gibi gıdayı, kişinin salt açlığı üzerinden edebiyatın ana malzemesi yapan sanatçılar da olagelmiş dünyada. Yemek, henüz ideolojilerin sembolü olmadan günlük daha çok yaşantının...
Trenle yolculuk eden adam...
19 Kasım 2024 | 86 Okunma
Sezai Karakoç aralıkları…
16 Kasım 2024 | 63 Okunma
İş esasa gelip dayandığında…
12 Kasım 2024 | 30 Okunma
Sandalye ve ceket ya da…Kalk gidelim…
09 Kasım 2024 | 44 Okunma
‘Şiir yardım edecek kadar güçlü müdür?’
05 Kasım 2024 | 42 Okunma
TÜM YAZILARI