Hikaye devam ederken*
Her şair ve yazar ölümünden sonra anılmak fakat asıl önemlisi okunmak ister. Gerçi hemen her olgu ve kavram gibi okunmak, bilinmek de birbirinin içine girdi günümüzde. Bilinmek, okunmak manasına gelmediği gibi...
Her şair ve yazar ölümünden sonra anılmak fakat asıl önemlisi okunmak ister. Gerçi hemen her olgu ve kavram gibi okunmak, bilinmek de birbirinin içine girdi günümüzde. Bilinmek, okunmak manasına gelmediği gibi okunanların şöhret sahibi kimseler olduğu iddia edilemez. Ne var ki hem 2. Yeni kuşağı şairleri hem de Gülten Akın şanslı sayılırlar. Şiirin Türkiye’de entelektüel hayatın ve kültürel oluşumun merkezinde sayıldığı bir dönemde esere durmakla kalmadılar sonrası yıllar boyunca da ilgi odağı olmayı sürdürdüler. Modern şiirimizin modernlik çevrimi onlarla birlikte tamamlanırken geleceğe açık poetik uçlar yanında şair tutumları bıraktılar. O sebepten onların biyografilerine eğilmek modern şiirimizin sinir uçlarına açılmak demektir. Hele söz konusu olan ‘antolojilere girmiş ve kabul görmüş ilk kadın şairimiz’ olmak gibi ayrıksı vasfa sahip bir şair olduğunda dikkat açıklıkları daha da büyür.
Şiirimizin özgün ve kıymetli şairi Asuman Susam, Gülten Akın ailesinin önüne serdiği arşiv malzemesinden de yararlanarak önümüze oylumlu bir Gülten Akın biyografisi çıkardı; Gülten. İnsan hikaye sahibi bir varlık olarak nasıl canlılardan ayrılırsa her insan kendi hikayesinin kurucusu...